اَلْإِمْجَادُ [el-imcâd] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّمْجِيدُ [et-temcîd] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir kimse hakkında taʹzîm ve senâ eylemek maʹnâsınadır ki ululamak taʹbîr olunur; yukâlu: أَمْجَدَهُ وَمَجَّدَهُ إِمْجَادًا وَتَمْجِيدًا إِذَا عَظَّمَهُ وَأَثْنَى عَلَيْهِ Ve ʹatiyye-i kesîre vermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْجَدَ فُلاَنٌ اَلْعَطَاءَ وَمَجَّدَهُ إِذَا كَثَّرَهُ Ve
إِمْجَادٌ [imcâd] Deve kısmı çayırı çok merʹâya uğramak, ʹalâ-kavlin tâze çayırdan doymağa karîb otlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَمْجَدَتِ الْإِبِلُ إِذَا وَقَعَتْ فِي مَرْعًى كَثِيرٍ أَوْ نَالَتْ مِنَ الْخَلَى قَرِيبًا مِنَ الشِّبَعِ Ve
إِمْجَادٌ [imcâd] ve
تَمْجِيدٌ [temcîd] Deveyi doyurmak, ʹalâ-kavlin karnı dolusu yâhûd karnının nısfı dolusu ʹalef vermek maʹnâsınadır ki yarı doyurmak taʹbîr olunur; yukâlu: أَمْجَدَ الْإِبِلَ وَمَجَّدَهَا إِذَا أَشْبَعَهَا أَوْ عَلَفَهَا مِلْءَ بَطْنِهَا أَوْ نِصْفَ بَطْنِهَا
اَلتَّمْجِيدُ [et-temcîd] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm] Deveye tâze ot otlatmak; yukâlu: مَجَّدْتُهَا أَنَا تَمْجِيدًا Ve baʹzılar eyitti: تَمْجِيدٌ [temcîd] davarı yarı doyurmaktır; yukâlu: مَجَّدْتُهَا تَمْجِيدًا أَيْ عَلَفْتُهَا نِصْفَ بَطْنِهَا Ve
تَمْجِيدٌ [temcîd] Bir kimseyi ululuğa nisbet etmektir. Ve fi’l-meseli: “فِي كُلِّ شَجَرٍ نَارٌ وَاسْتَمْجَدَ الْمَرْخُ وَالْعَفَارُ” أَيِ اسْتَكْثَرَا مِنْهَا كَأَنَّهُمَا أَخَذَا مِنَ النَّارِ مَا هُوَ حَسْبُهُمَا Yaʹnî عَفَارٌ [ʹafâr]la مَرْخٌ [murḣ] âteş vermede sürʹat ederler. Bu cihetten onlar şol kerîm olan kimseye teşbîh olunmuştur ki ʹatâ vermede sürʹat eder mecd tahsîl etmek için.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı