ṡibġ ~ صِبْغٌ

Kamus-ı Muhit - صبغ maddesi

اَلصِّبْغُ [eṡ-ṡibġ] (ṡâd’ın kesriyle) ve

اَلصِّبْغَةُ [eṡ-ṡibġat] (hâ’yla) ve

اَلصِّبَغُ [eṡ-ṡibaġ] (عِنَبٌ [ʹineb] vezninde) ve

اَلصِّبَاغُ [eṡ-ṡibâġ] (كِتَابٌ [kitâb] vezninde) Boyaya denir ki onunla nesne boyanır, çivit ve aspur gibi; yukâlu: صَبَغَ الثَّوْبَ بِصِبْغٍ حَسَنٍ وَصِبْغَةٍ وَصِبَغٍ وَصِبَاغٍ وَهُوَ مَا يُصْبَغُ بِهِ ve tekûlu’l-ʹArab: “مَا أَخَذَهُ بِصِبْغِ ثَمَنِهِ” أَيْ لَمْ يَأْخُذْهُ بِثَمَنِهِ بَلْ بِغَلاَءٍ Yaʹnî “Filân şey΄i değeri bahâsıyla almadı, belki değerinden ziyâde ile aldı.” O şey΄in değeri boyanmış nesnenin vâfî ve kâfî boyasına teşbîh olunmuştur; ve yekûlûne: “إِنَّهَا لَحَدِيثَةُ الصِّبْغِ” أَيْ أَوَّلُ مَا تُزُوِّجَ بِهَا Yaʹnî “Filân hatun ibtidâ zevcin zevcesidir” ki ilkidir demektir. Tezevvücü boyaya teşbîh olunmuştur, zevc tarafını telvîn eylediği için. Ve fukahâdan Aḩmed b. İsḩâḵ eṡ-Ṡibġî boyaya mensûb idi ki boyacı idi. Ve

صِبْغٌ [ṡibġ] Ekmek katığına ıtlâk olunur, ekmek boya gibi ona bandırıldığı için; yukâlu: نِعْمَ الصِّبْغُ اَلْخَلُّ أَيِ الْإِدَامُ

Vankulu Lugatı - صبغ maddesi

اَلْأَصْبَاغُ [el-aṡbâġ] (hemzenin fethiyle) Cemʹi. Ve

صِبْغٌ [ṡibġ] Şol nesneye dahi derler ki onu ekmek katığı edinirler, nân-hûreş maʹnâsına; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَصِبْغٍ لِلْآكِلِينَ﴾ (المؤمنون 20)

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı