şeyʹ ~ شَيْعٌ

Kamus-ı Muhit - شيع maddesi

اَلشَّيْعُ [eş-şeyʹ] (بَيْعٌ [beyʹ] vezninde) شَوْعٌ [şevʹ] maʹnâsınadır ki bir veledin ensesinden doğan velede denir, ʹalâ-kavlin misl maʹnâsınadır; yukâlu: هَذَا شَيْعُهُ أَيْ شَوْعُهُ أَوْ مِثْلُهُ Ve mikdâr maʹnâsınadır; yukâlu: هَذَا شَيْعُ هَذَا أَيْ مِقْدَارُهُ Ve arslan yavrusuna denir. Ve erte ʹakabinde olan güne ıtlâk olunur; tekûlu: آتِيكَ غَدًا أَوْ شَيْعَهُ أَيْ بَعْدَهُ Ve

شَيْعٌ [şeyʹ] Masdar olur, bir nesneyi nâs içre yayıp fâş eylemek maʹnâsına. Ve bu vech-i mezkûr üzere lâzımdır, bâ΄ ile müteʹaddî olur; tekûlu: شِعْتُ بِالشَّيْءِ شَيْعًا مِثْلَ بِعْتُ بَيْعًا إِذَا أَذَعْتَهُ وَأَظْهَرْتَهُ Ve doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: شَاعَ الْإِنَاءَ إِذَا مَلَأَهُ ve tekûlu’l-ʹArab: شَاعَكُمُ السَّلاَمُ كَمَالَ عَلَيْكُمُ السَّلاَمُ أَوْ تَبِعَكُمْ أَوْ لاَ فَارَقَكُمْ أَوْ مَلَأَكُمُ السَّلاَمُ وَيَقُولُونَ شَاعَكُمُ اللهُ بِالسَّلاَمِ وَأَشَاعَكُمْ Bunlarda tebaʹiyyet maʹnâsı veled-i müteʹâkib maʹnâsına olan شَيْعٌ [şeyʹ] lafzından me΄hûzdur.

Vankulu Lugatı - شيع maddesi

اَلشَّيْعُ [eş-şeyʹ] (şîn’in fethi ve yâ’nın sükûnuyla) Mikdâr maʹnâsınadır; yukâlu: أَقَامَ فُلَانٌ شَهْرًا أَوْ شَيْعَهُ أَيْ مِقْدَارَهُ Ve sonra maʹnâsına da gelir; minhu kavluhum: أَتَاكَ غَدًا أَوْ شَيْعَهُ أَيْ بَعْدَهُ Ve

شَيْعٌ [şeyʹ] Arslan yavrusuna dahi derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı