ṡubbet ~ صُبَّةٌ

Kamus-ı Muhit - صبة maddesi

اَلصُّبَّةُ [eṡ-ṡubbet] (قُبَّةٌ [ḵubbet] vezninde) ve

اَلصُّبُّ [eṡ-ṡubb] (hâ’sız) Dökülen nesneye denir, taʹâm olsun, sâ΄ir nesne olsun, مَصْبُوبٌ [maṡbûb] maʹnâsına. Ve

صُبَّةٌ [ṡubbet] Sofraya denir ki üzerine taʹâm korlar yâhûd sofra makûlesi nesneye denir, tabla ve yassı sepet ve keletir ve tepsi gibi; مَصْبُوبٌ فِيهِ maʹnâsına. Ve at ve deve ve koyun makûlesi hayvân sürüsüne ıtlâk olunur; ʹalâ-kavlin on re΄sten kırk re΄se kadar yâhûd hâssaten deve cinsinden yüzden nâkıs olan bölüğe ıtlâk olunur. Ve insândan bir cemâʹate de ıtlâk olunur. Ve bir mikdârca mâla ıtlâk olunur. Ve havuz ve inâda bâkî kalan su ve süt makûlesi nesne bakiyyesine denir.

Vankulu Lugatı - صبة maddesi

اَلصُّبَّةُ [eṡ-ṡubbet] (ṡâd’ın zammıyla) At sürüsünden yâ deve sürüsünden bir kıtʹa. Ve

صُبَّةٌ [ṡubbet] Bâkî kalan suya dahi derler صُبَابَةٌ [ṡubâbet] gibi. Ve geceden bir mikdâra dahi derler; yukâlu: مَضَتْ صُبَّةٌ مِنَ اللَّيْلِ أَيْ طَائِفَةٌ Ve fi’l-hadîsi: “لَتَعُودُنَّ فِيهَا أَسَاوِدَ صُبًّا يَضْرِبُ بَعْضُكُمْ رِقَابَ بَعْضٍ” Zuhrî rahmetullâhi ʹaleyhi eyitti: Hadîs-i şerîfte olan صُبٌّ [ṡubb] صَبٌّ [ṡabb]den me΄hûzdur. Ve vechi budur ki kara yılan bir kimseyi kaçan sokmak dilese mürtefiʹ olur, dahi zehrin döker. Pes صُبٌّ [ṡubb] أَصَبُّ [aṡabb]ın cemʹi olur, أَسَاوِدُ [esâvid] أَسْوَدُ [esved]in cemʹi olduğu gibi, kara yılan maʹnâsına.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı