صَاعٌ [ṡâʹ] lafzının cemʹi أَصْوُعٌ [aṡvuʹ] gelir, أَفْلُسٌ [eflus] vezninde ve أَصْؤُعٌ [aṡ΄uʹ] gelir, vâv’ı hemzeye ibdâlle ve أَصْوَاعٌ [aṡvâʹ] gelir ve صُوعٌ [ṡûʹ] gelir ṡâd’ın zammıyla ve صِيعَانٌ [ṡîʹân] gelir ṡâd’ın kesriyle ʹalâ-kavlin bu صُوَاعٌ [ṡuvâʹ]ın cemʹidir. Ve
صَاعٌ [ṡaʹ] Alçak ve oturaklı yere denir, صَاعَةٌ [ṡâʹat] dahi ıtlâk olunur; yukâlu: رَأَيْتُهُ فِي صَاعٍ وَصَاعَةٍ مِنَ الْأَرْضِ وَهُوَ مَكَانٌ مُطْمَئِنٌّ Ve çevgâna denir; yukâlu: يَلْعَبُونَ بِالصَّاعِ وَالْكُرَةِ أَيِ الصَّوْلَجَانِ Ve şol mevziʹe denir ki silinip süpürülüp onda laʹib ve bâziçe olunur ola. Ve devekuşunun yattıkta göğsü gelen mahalle ıtlâk olunur.
اَلصَّاعُ [eṡ-ṡâʹ] (ʹalâ-vezni اَلْحَال [el-ḩâl]) Alçak yer, arz-ı mutma΄inne maʹnâsına. Ve
صَاعٌ [ṡâʹ] Kezâlik şol nesnedir ki onunla bir nesne ölçülüp keyl olunur ki o dört müddür ve her müdd iki yüz altmış dirhemdir, pes صَاعٌ [ṡâʹ] bin kırk dirhem olur.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı