el-ecveb ~ اَلْأَجْوَبُ

Kamus-ı Muhit - الأجوب maddesi

اَلْأَجْوَبُ [el-ecveb] (أَقْرَبُ [aḵreb] vezninde) Efʹal-i tafdîldir; ve minhu’l-hadîs: “أَنَّ رَجُلاً قَالَ يَا رَسُولَ اللهِ أَيُّ اللَّيْلِ أَجْوَبُ دَعْوَةً فَقَالَ جَوْفُ اللَّيْلِ الْغَابِرِ” فَإِنَّهُ إِمَّا مِنْ جُبْتُ اْلأَرْضَ اِذَا قَطَعْتَهَا بِالسَّيْرِ عَلَى مَعْنَى أَمْضَى دَعْوَةً وَأَنْفَذَ إِلَى مَظَانِّ الْإِجَابَةِ أَوْ إِنَّهُ مِنْ بَابِ أَعْطَى لِفَارِهَةٍ ﴿وَأَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ﴾ Yaʹnî hadîs-i merkûmda أَجْوَبُ [ecveb] kelimesi yâ katʹ-ı mesâfe maʹnâsına olan جَوْبٌ [cevb]den me΄hûz efʹaldir kıyâs üzere. Bu sûrette hâsıl-ı maʹnâ “Ayâ hangi gece cevfinde ʹarz-ı dergâh-ı ilâhî kılınan duʹâ mevkiʹ-i kabûle îkâʹ ve mazinne-i icâbete iblâg ve infâz bâbında sâ΄ir gecelere nisbetle şedîdü’t-te΄sîr?” demek olur yâhûd أَعْطَى لِفَارِهَةٍ kavlinde أَعْطَى kelimesi إِعْطَاءٌ [iʹṯâ΄] lafzından şüzûz üzere efʹal olduğu gibi, bu dahi إِجَابَةٌ [icâbet]ten tasarruf olunmuştur ki أَسْرَعُ فِي اْلإِجَابَةِ demek olur. Ve bu gûne mezîdden efʹal tasarrufu Sîbeveyhi ʹindinde makîsdir, niteki taʹaccüb dahi tasarruf olunur; yukâlu: مَا أَعْطَاهُمْ لِلدَّرَاهِمِ وَأَوْلاَهُمْ لِلْمَعْرُوفِ Kezâlik ﴿وَأَرْسَلْنَا الرِّيَاحَ لَوَاقِحَ﴾ kerîmesinde vâkiʹ لَوَاقِحَ [levâḵiḩ] ki لاَقِحٌ [lâḵiḩ]in cemʹidir, حَوَامِلُ [ḩavâmil] maʹnâsınadır. Rîh kendi hâmil-i mâ΄ olmayıp belki sehâba مُلْقِحٌ [mulḵiḩ] olmakla mufʹil maʹnâsı irâde olunmağın bu dahi o kabîlden olur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı