el-iḩâlet ~ اَلْإِحَالَةُ

Kamus-ı Muhit - الإحالة maddesi

اَلْإِحَالَةُ [el-iḩâlet] (hemzenin kesriyle) Seneyi tamâm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَهُ اللهُ الْحَوْلَ أَيْ أَتَمَّهُ Ve kâfir, İslâm’a gelmek maʹnâsınadır ki küfrden tahavvül eylemektir; yukâlu: أَحَالَ فُلَانٌ إِذَا أَسْلَمَ Ve bir adamın nâkası buğura çekilmiş iken o sene kısır kalmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَهُ الرَّجُلُ إِذَا صَارَتْ إِبِلُهُ حَائِلًا فَلَمْ تَحْمِلْ Ve bir nesne üzerinden yıl geçmek maʹnâsınadır ki bir yıllık olmak taʹbîr olunur; yukâlu: أَحَالَ الشَّيْءُ إِذَا أَتَى عَلَيْهِ حَوْلٌ Ve bir mahalde bir yıl ikâmet eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ بِالْمَكَانِ إِذَا أَقَامَ فِيهِ حَوْلًا وَكَذَا يُقَالُ أَحْوَلَهُ بِهِ عَلَى الْأَصْلِ Ve senenin tamâmına erişmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ الرَّجُلُ الْحَوْلَ إِذَا بَلَغَهُ Yaʹnî “Vefât eylemeyip hitâm-ı sâle erişti.” Ve bir nesne bir hâlden bir hâle dönmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ الشَّيْءُ إِذَا تَحَوَّلَ أَيْ مِنْ حَالٍ إِلَى حَالٍ Ve dâyini âher adama havâle ve takas eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ الْغَرِيمَ إِذَا زَجَّاهُ عَنْهُ إِلَى غَرِيمٍ آخَرَ Ve bir kimseyi zaʹîf ʹadd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ عَلَيْهِ إِذَا اسْتَضْعَفَهُ Ve kovadan ve kaptan bir nesne boşaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ عَلَيْهِ الْمَاءَ مِنَ الدَّلْوِ إِذَا أَفْرَغَهُ مِنْهُ Ve bir kimse üzere kamçı makûlesi nesne ile vurmağa kasd ve hücûm eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ عَلَيْهِ بِالسَّوْطِ إِذَا أَقْبَلَ Ve gecenin zulmeti zemîn üzere yayılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ اللَّيْلُ إِذَا انْصَبَّ عَلَى الْأَرْضِ Ve sıçrayıp davarın arkasına binmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ فِي ظَهْرِ دَابَّتِهِ إِذَا وَثَبَ وَاسْتَوَى Ve bir nesne üzere yıllar geçmek maʹnâsınadır, yıllamak ve sâl-horde olmak taʹbîr olunur; yukâlu: أَحَالَتِ الدَّارُ إِذَا أَتَى عَلَيْهَا أَحْوَالٌ أَيْ سِنُونَ وَكَذَا يُقَالُ أَحْوَلَتْ Ve

إِحْوَالٌ [iḩvâl] (ki hemzenin kesriyle asl üzeredir) Çocuk bir yıllık olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْوَلَ الصَّبِيُّ إِحْوَالًا إِذَا أَتَى عَلَيْهِ حَوْلٌ Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Muhâl söz söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَ الرَّجُلُ إِذَا أَتَى بِالْكَلَامِ الْمُحَالِ Ve nâka hâ΄il olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَحَالَتْ نَاقَتُهُ إِذَا صَارَتْ حَائِلًا Ke-mâ se-yuzkeru.

Vankulu Lugatı - الإحالة maddesi

اَلْإِحَالَةُ [el-iḩâlet] (hemzenin kesriyle) Muhâl maʹnâ, [ne]sne söylemek; yukâlu: أَحَالَ الرَّجُلُ إِذَا أَتَى بِالْمُحَالِ وَتَكَلَّمَ بِهِ Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Sıçrayıp at arkasına binmeğe dahi derler; yukâlu: أَحَالَ فِي مَتْنِ فَرَسِهِ مِثْلُ حَالَ إِذَا وَثَبَ وَرَكِبَ Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Bir kimsenin devesi erkekle cemʹ olup hâmile kalmamağa dahi derler; yukâlu: أَحَالَ الرَّجُلُ إِذَا حَالَتْ إِبِلُهُ فَلَمْ تَحْمِلْ Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Bir kimseyi vurmağa teveccüh etmeğe dahi derler; yukâlu: أَحَالَ عَلَيْهِ بِالسَّوْطِ يَضْرِبُهُ إِذَا أَقْبَلَ Ve fi’l-meseli: “تَجَنَّبَ رَوْضَةً وَأَحَالَ يَعْدُو” Yaʹnî “Vüsʹat-i maʹâşı terk edip taʹab ve müzâyakayı ihtiyâr etti.” Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Yıl dönmeğe dahi derler; yukâlu: أَحَالَ عَلَيْهِ الْحَوْلُ أَيْ حَالَ وَأَحَالَتِ الدَّارُ وَأَحْوَلَتْ إِذَا أَتَى عَلَيْهَا حَوْلٌ وَكَذَلِكَ الطَّعَامُ وَغَيْرُهُ Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Bir kimse bir mekânda bir yıl oturmak; yukâlu: أَحَالَ بِالْمَكَانِ وَأَحْوَلَ إِذَا أَقَامَ حَوْلًا Ve bu Kisâ΄î rivâyetidir. Ve

إِحَالَةٌ [iḩâlet] Kovadan su dökmeğe dahi derler; yukâlu: أَحَالَ الْمَاءَ مِنَ الدَّلْوِ إِذَا صَبَّهُ وَقَلَبَهَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı