اَلْإِحْكَامُ [el-iḩkâm] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi metîn ve üstüvâr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْكَمَ الشَّيْءَ إِذَا أَتْقَنَهُ Ve bir adamı muhâfaza edip fesâddan menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْكَمَهُ إِذَا مَنَعَهُ عَنِ الْفَسَادِ Ve bir adamı bir işten döndürmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْكَمَهُ عَنِ الْأَمْرِ إِذَا رَجَعَهُ Ve bir adamı dilediği nesneden menʹ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْكَمَ فُلَانًا إِذَا مَنَعَهُ مِمَّا يُرِيدُ Ve atın licâmına حَكَمَةٌ [ḩakemet] geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَحْكَمَ الْفَرَسَ إِذَا جَعَلَ لِلِجَامِهِ حَكَمَةً
اَلْإِحْكَامُ [el-iḩkâm] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi muhkem kılmak. Ve
إِحْكَامٌ [iḩkâm] Licâmı davarın eneğine geçirmeğe dahi derler; tekûlu: أَحْكَمْتُ الدَّابَّةَ إِذَا جَعَلْتَ حَكَمَةَ اللِّجَامِ فِي حَنَكِهَا Ve
إِحْكَامٌ [iḩkâ] Sefîhi menʹ etmeğe dahi derler; yukâlu: أَحْكَمْتُ السَّفِيهَ إِذَا أَخَذْتَ عَلَى يَدِهِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı