el-iḩtinâk ~ اَلْإِحْتِنَاكُ

Kamus-ı Muhit - الإحتناك maddesi

اَلْإِحْتِنَاكُ [el-iḩtinâk] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi yavaşımak için atın ağzına yavaşa geçirmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِحْتَنَكَ الْفَرَسَ بِمَعْنَى حَنَكَهُ Ve إِحْتِنَاكُ السِّنِّ [iḩtinâku’s-sinn] muʹammer adamı tecribe-i ahvâl-i zamân metînü’r-re΄y kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: إِحْتَنَكَتْهُ السِّنُّ بِمَعْنَى حَنَكَتْهُ Ve bir kimse üzere gâlib ve müstevlî olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; maʹnâ-yı evvelden me΄hûzdur; yukâlu: إِحْتَنَكَهُ إِذَا اسْتَوْلَى عَلَيْهِ Ve çekirge yerde olan nebâtâtı süpürü yemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِحْتَنَكَ الْجَرَادُ الْأَرْضَ إِذَا أَكَلَ مَا عَلَيْهَا Ve bir adamın bi’l-cümle mâlını ahz eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: إِحْتَنَكَ فُلَانًا إِذَا أَخَذَ مَالَهُ كُلَّهُ

Vankulu Lugatı - الإحتناك maddesi

اَلْإِحْتِنَاكُ [el-iḩtinâk] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu; tekûlu: إِحْتَنَكْتُ الْفَرَسَ أَيْضًا Ve

إِحْتِنَاكٌ [iḩtinâk] Çekirge yer yüzünde olan nebâtâtı ekl etmeğe de derler; yukâlu: إِحْتَنَكَ الْجَرادُ الْأَرْضَ إِذَا أَكَلَ مَا عَلَيْهَا وَأَتَى عَلَى نَبْتِهَا Ve

إِحْتِنَاكٌ [iḩtinâk] Her nesnenin üzerine gâlib olmağa dahi derler; kâlallâhu taʹâlâ hâkiyen ʹan-iblîs: ﴿لَأَحْتَنِكَنَّ ذُرِّيَّتَهُ﴾ (الإسراء 62) Kâle’l-Ferrâ΄: يُرِيدُ لَأَسْتَوْلِيَنَّ عَلَيْهِمْ ve

إِحْتِنَاكٌ [iḩtinâk] Bir kimse kavî ve muhkem olmağa dahi derler; yukâlu: إِحْتَنَكَ الرَّجُلُ إِذَا اسْتَحْكَمَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı