el-ifrâṯ ~ اَلْإِفْرَاطُ

Kamus-ı Muhit - الإفراط maddesi

اَلْإِفْرَاطُ [el-ifrâṯ] (hemzenin kesriyle) Hurmâ ağacının çiçeği pekişmeğe başlayınca kadar aşı vurmayıp terk eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ النَّخَلْةَ إِذَا لَمْ يُلَقَّحْ حَتَّى عَسَا طَلْعُهَا Ve bir nesneyi etrâfından akınca kadar yâhûd taşkın olunca kadar doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ الْحَوْضَ إِذَا مَلَأَهُ حَتَّى أَسَالَ الْمَاءَ أَوْ حَتَّى فَاضَ Ve unutmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ الْأَمْرَ إِذَا نَسِيَهُ Ve bir kimseye yâhûd bir hayvâna tahammül ve tâkatinden hâric nesne tahammül eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ عَلَيْهِ إِذَا حَمَّلَهُ مَا لاَ يُطِيقُ Ve haddi tecâvüz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ الرَّجُلُ إِذَا جَاوَزَ الْحَدَّ Ve bir husûsta ʹacele eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ فُلاَنٌ إِذَا أَعْجَلَ بِالْأَمْرِ Ve bulut evvel-i bahâr yağmurunu evâ΄il-i mevsimde yağdırmağa başlamak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَفْرَطَ السَّحَابُ بِالْوَسْمِيِّ إِذَا عَجَّلَتْ بِهِ Ve kılıcı çekmeğe ʹacele ile deprenmek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَفْرَطَ بِيَدِهِ إِلَى سَيْفِهِ لِيَسْتَلَّهُ إِذَا بَادَرَ Ve bir kimseyi bir husûs için elçi olarak yollamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَطَ فُلاَنٌ إِذَا أَرْسَلَ رَسُولاً خَاصًّا فِي حَوَائِجِهِ

Vankulu Lugatı - الإفراط maddesi

اَلْإِفْرَاطُ [el-ifrâṯ] (hemzenin kesriyle) ʹAcele ettirmek; yukâlu: أَفْرَطَهُ إِذَا أَعْجَلَهُ وَأَفْرَطَتِ السَّحَابَةُ بِالْوَسْمِيِّ إِذَا عَجَّلَتْ بِهِ Ve وَسْمِيٌّ [vesmiyy] Evvel-i bahârda yağan yağmura derler. Ve أَفْرَطَتِ الْمَرْأَةُ أَوْلَادًا إِذَا قَدَّمَتْهُمْ Ve

إِفْرَاطٌ [ifrâṯ] Doldurmağa dahi derler; tekûlu: أَفْرَطْتُ الْمَزَادَةَ إِذَا مَلَأْتَهَا Ve مَزَادَةٌ [mezâdet] mîm’in fethiyle ve zâ-yı muʹceme ile azık koyacak zarfa derler. Ve

إِفْرَاطٌ [ifrâṯ] Terke dahi derler; yukâlu: مَا أَفْرَطْتُ مِنَ الْقَوْمِ أَحَدًا أَيْ مَا تَرَكْتُ Ve bu Kisâ΄î rivâyetidir; ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿وَأَنَّهُمْ مُفْرَطُونَ﴾ (النحل 62) أَيْ مُتْرَكُونَ فِي النَّارِ مَنْسِيُّونَ Ve

إِفْرَاطٌ [ifrâṯ] Hadden tecâvüz etmeğe dahi derler; yukâlu: أَفْرَطَ فِي الْأَمْرِ إِذَا جَاوَزَ فِيهِ الْحَدَّ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı