el-efîḵ ~ اَلْأَفِيقُ

Kamus-ı Muhit - الأفيق maddesi

اَلْآفِقُ [el-âfiḵ] (صَاحِبٌ [ṡâḩib] vezninde) ve

اَلْأَفِيقُ [el-efîḵ] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Kerem yâhûd ʹilm yâ fesâhat ve belâgat gibi fezâ΄il ve kemâlâtta mertebe-i nihâyete vâsıl adama denir. Mü΄ennesi آفِقَةٌ [âfiḵat] ve أَفِيقَةٌ [efîḵat]tır. Hudûs maʹnâsı irâdesiyle ism-i fâʹili آفِقٌ [âfiḵ] gelip ve sübût tasavvuruyla أَفِيقٌ [efîḵ] gelmiştir. Ve

آفِقٌ [Âfiḵ] Fuḵaym b. Cerîr’in feresi ismidir. Ve

أَفِيقٌ [efîḵ] Pek büyük kovaya denir ki sâ΄irinden suyu artık ola. Ve Ḩavrân ile Ġavr beyninde bir karye adıdır; ve minhu عَقَبَةُ أَفِيقٍ Ve bunda bilâ-hemze فِيقٌ [fîḵ] câ΄iz değildir. Ve

أَفِيقٌ [Efîḵ] Benû Yerbûʹ cemâʹatine mahsûs bir mevziʹ adıdır yâhûd Yemen’de Žemâr nâhiyesinde bir karyedir. Ve

أَفِيقٌ [efîḵ] Şol deriye denir ki dibâgatı tâm olmaya ki meşin ve sahtiyân kertesine varmamış olur; ona أَدِيمٌ denmez. ʹAlâ-kavlin şol أَدِيمٌ [edîm] ismidir ki medbûg olup lâkin henüz dikilmemiş ola yâhûd şakk olunmamış ola ki henüz bütün meşin yâ sahtiyân olur. Cemʹi أَفَقٌ [efaḵ] gelir fethateynle ve أُفُقٌ [ufuḵ] gelir zammeteynle. Ve baʹzılar ʹindinde fethateynle أَفَقٌ [efaḵ] ism-i cemʹdir, zîrâ faʹîl faʹal üzere cemʹ-i teksîr ile cemʹlenmez. Kezâlik cemʹi آفِقَةٌ [âfiḵat] gelir medd ile رَغِيفٌ [reġîf] ve أَرْغِفَةٌ [erġifet] gibi.

Vankulu Lugatı - الأفيق maddesi

اَلْأَفِيقُ [el-efîḵ] (hemzenin fethi ve fâ’nın kesri ve meddiyle) Şol deridir ki dibâgatı tamâm olmaya. Ve Aṡmaʹî eyitti: أَفِيقٌ [efîḵ] şol deriye de derler ki dahi dikilmemiş ola.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı