el-iḵâmet ~ اَلْإِقَامَةُ

Kamus-ı Muhit - الإقامة maddesi

اَلْإِقَامَةُ [el-iḵâmet] (hemzenin kesriyle ki aslı إِقْوَامٌ idi, vâv’ın harekesi mâ-kabline nakl olunduktan sonra vâv elife kalb olunmakla iltikâ-i sâkineyn vâkiʹ olduğundan ʹinde’l-Ḣalîl elif-i sâniye ve ʹinde’l-Âḣfeş elif-i ûlâ hazf olunup mahzûfa bedel âhirine hâ΄ ziyâde kılındı, اِسْتِقَامَةٌ [istiḵâmet] kelimesinde dahi böylecedir. Ve baʹzen izâfet hâlinde hâ’yı hazf olunur) ve

اَلْقَامَةُ [el-ḵâmet] (حَالَةٌ [ḩâlet] vezninde ki ism-i masdardır) Masdar mevkiʹine münezzeldir, bir yerde dâ΄imî durmak maʹnâsınadır ki mukîm olmak taʹbîr olunur; yukâlu: أَقَامَ بِالْمَكَانِ إِقَامَةً وَقَامَةً إِذَا دَامَ بِهِ Ve bir nesneyi dâ΄im ve sâbit eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقَامَ الشَّيْءَ إِذَا أَدَامَهُ Ve bir adamı yerinden ayağa kaldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقَامَ فُلَانًا ضِدُّ أَجْلَسَهُ Ve eğri nesneyi doğrultmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقَامَ دَرْأَهُ إِذَا أَزَالَ عِوَجَهُ

Vankulu Lugatı - الإقامة maddesi

اَلْإِقَامَةُ [el-iḵâmet] (hemzenin kesriyle) Bir yerde durmak; yukâlu: أَقَامَ بِالْمَكَانِ إِقَامَةً وَالْهَاءُ عِوَضٌ عَنْ عَيْنِ الْفِعْلِ لِأَنَّ أَصْلَهُ إِقْوَامٌ Ve

إِقَامَةٌ [iḵâmet] Bir kimseyi yerinden kaldırmağa dahi derler; yukâlu: أَقَامَهُ مِنْ مَوْضِعِهِ Ve

إِقَامَةٌ [iḵâmet] Bir nesneyi dâ΄im kılmağa dahi derler; yukâlu: أَقَامَ الشَّيْءَ إِذَا أَدَامَهُ مِنْ قَوْلِهِ تَعَالَى ﴿وَيُقِيمُونَ الصَّلَوةِ﴾ (البقرة، 3)

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı