el-iḵʹâ΄ ~ اَلْإِقْعَاءُ

Kamus-ı Muhit - الإقعاء maddesi

اَلْإِقْعَاءُ [el-iḵʹâ΄] (hemzenin kesriyle) Bir nesneye söykenip dayanarak oturmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْعَى فِي جُلُوسِهِ إِذَا تَسَانَدَ إِلَى مَا وَرَاهُ Ve kelb inciklerini dikip dibini yere koyup oturmak maʹnâsınadır ki çömelmek taʹbîr olunur; yukâlu: أَقْعَى الْكَلْبُ إِذَا جَلَسَ عَلَى اسْتِهِ Ve râkib atı ökçesi üzere çevirip döndürmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْعَى فَرَسَهُ إِذَا رَدَّ الْقَهْقَرَى Ve bir adamın burnu قَعَا [ḵaʹâ] sıfatıyla muttasıf olmak maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru; yukâlu: أَقْعَى أَنْفَهُ إِذَا كَانَ بِهِ قَعًا

Vankulu Lugatı - الإقعاء maddesi

اَلْإِقْعَاءُ [el-iḵʹâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Kelbin iki ayakların döşeyip ve ellerin dikip dübürü üzerine oturması. Ve salâtta إِقْعَاءٌ [iḵʹâ΄]dan nehy vârid olmuştur. Ve

إِقْعَاءٌ [iḵʹâ΄] Secdeteyn beyninde oturak yerlerin ökçeleri üzere komaktır. Ve bu fıkhen tefsîridir, ammâ ehl-i lügat olanlar yanında إِقْعَاءٌ [iḵʹâ΄] bir kimse oturak yerlerin yerekoyup inciklerin dikip arkasın bir nesneye dayayıp oturmaktır. Ve fi’l-hadîsi: “اَنَّهُ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ أَكَلَ مُقْعِيًا”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı