el-iḵvâ΄ ~ اَلْإِقْوَاءُ

Kamus-ı Muhit - الإقواء maddesi

اَلْإِقْوَاءُ [el-iḵvâ΄] (hemzenin kesriyle) Zengin olmak maʹnâsınadır ki kuvvet-i mâliyye peydâ eylemekten ʹibârettir; yukâlu: أَقْوَى الرَّجُلُ إِذَا اسْتَغْنَى Ve fakîr olmak maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: أَقْوَى زَيْدٌ إِذَا افْتَقَرَ Mütercim der ki bunda bâbı izâleye haml olunur, lâkin Râġib’in beyânına göre zikri âtî قِيٌّ [ḵiyy] ve قِوَاءٌ [ḵivâ΄] mâddesindendir ki kır yere konmak maʹnâsınadır. Bundan iftikâr tasavvur olunmuştur, niteki إِتْرَابٌ [itrâb] ve إِرْمَالٌ [irmâl] dahi bu mîzândadır. Ve

إِقْوَاءٌ [iḵvâ΄] İp makûlesini katlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْوَى الْحَبْلَ إِذَا جَعَلَ بَعْضَهُ أَغْلَظَ مِنْ بَعْضٍ Ve ehl-i ʹarûz ıstılâhında إِقْوَاءٌ [iḵvâ΄] şâʹir şiʹrinin kâfiyelerinin harekelerini birbirine muhâlif eylemekten ʹibârettir ki bir beytin iʹrâbını merfûʹ ve âherin mecrûr eylemekle olur ve ammâ nasbla إِقْوَاءٌ [iḵvâ΄] kalîldir; yukâlu: أَقْوَى الشَّاعِرُ الشِّعْرَ إِذَا خَالَفَ قَوَافِيهِ بِرَفْعِ بَيْتٍ وَجَرِّ آخَرَ Ve ottan ve sudan hâlî olan kır yere konmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْوَى الرَّجُلُ إِذَا نَزَلَ فِي الْقِوَاءِ Ve hâne şenlikten hâlî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْوَتِ الدَّارُ إِذَا خَلَتْ

Vankulu Lugatı - الإقواء maddesi

اَلْإِقْوَاءُ [el-iḵvâ΄] (hemzenin kesri ve elifin meddiyle) Otu ve suyu olmayan yere konmak; yukâlu: أَقْوَى الرَّجُلُ إِذَا نَزَلَ بِالْقَفْرِ Ve قَفْرٌ [ḵafr] ḵâf’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla otsuz ve susuz yere derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı