el-iḵnâʹ ~ اَلْإِقْنَاعُ

Kamus-ı Muhit - الإقناع maddesi

اَلْإِقْنَاعُ [el-iḵnâʹ] (hemzenin kesriyle) ve

اَلْإِسْتِقْنَاعُ [el-istiḵnâʹ] Bunlar da hayvânın memesi karnına doğru çekilmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْنَعَتِ الشَّاةُ وَاسْتَقْنَعَتْ بِمَعْنَى قَنَعَتْ ve fi’l-hadîsi: “نَاقَةٌ مُقْنِعَةُ الضَّرْعِ” الَّتِي أَخْلاَفُهَا تَرْتَفِعُ إِلَى بَطْنِهَا Ve

إِقْنَاعٌ [iḵnâʹ] قِنْعَةٌ [ḵinʹat] yaʹnî iki sehl tepe aralığında olan düz yere uğramak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْنَعَ الرَّجُلُ إِذَا صَادَفَ الْقِنْعَةَ Ve bir adamı bir nesneye râzî ve kâniʹ kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْنَعَهُ إِذَا أَرْضَاهُ Ve bir kimse kıyâm-ı namâzda ettiği gibi gözleri önünde ve iki tarafa katʹâ meyl ve iltifât eylemeyerek başını dikip durmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَقْنَعَ رَأْسَهُ إِذَا نَصَبَهُ لاَ يَلْتَفِتُ يَمِينًا وَشِمَالاً وَجَعَلَ طَرْفَهُ مُوَازِيًا أَيْ لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ Ve sürüyü otlağa uğratmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَقْنَعَ الْغَنَمَ إِذَا أَمَرَّهَا لِلْمَرْتَعِ Ve bir kimseyi bir nesneye muhtâc kılmak maʹnâsına olmakla zıdd olur; yukâlu: أَقْنَعَ فُلاَنًا إِذَا أَحْوَجَهُ Bunun zıddiyyeti üçüncü maʹnâya nisbetledir.

Vankulu Lugatı - الإقناع maddesi

اَلْإِقْنَاعُ [el-iḵnâʹ] (hemzenin kesriyle) Râzî kılmak; yukâlu: أَقْنَعَهُ الشَّيْءُ إِذَا أَرْضَاهُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı