et-tażfîr ~ اَلتَّظْفِيرُ

Kamus-ı Muhit - التظفير maddesi

اَلتَّظْفِيرُ [et-tażfîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bu dahi ظَفْرٌ [żafr] maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَ فُلاَنًا إِذَا غَرَزَ فِي وَجْهِهِ ظَفْرًا Ve أَظْفَارٌ [ażfâr] dedikleri ʹıtr ile bir nesneyi tatyîb eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَ بِالْأَظْفَارِ ثَوْبَهُ إِذَا طَيَّبَهُ بِهِ Ve bir adama zafer ve nusretle duʹâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَ فُلاَنًا إِذَا دَعَا لَهُ بِالظَّفَرِ Ve عَرْفَجٌ [ʹarfec] dedikleri şecer yapraklanmağa başladıkta tırnaklara şebîh nesneleri zuhûr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَ الْعَرْفَجُ إِذَا خَرَجَ مِنْهُ شِبْهُ الْأَظْفَارِ Ve yer nebâtından tırnaklar ile kazılıp çıkarması mümkin olacak mikdârı nebât çıkarmak maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَتِ الْأَرْضُ إِذَا أَخْرَجَتْ مِنَ النَّبَاتِ مَا يُمْكِنُ احْتِفَارُهُ بِالْأَصَابِعِ Ve elma ve armut ve karpuz makûlesine tırnak gömmek maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَ فِي التُّفَّاحَةِ وَغَيْرِهَا إِذَا غَمَزَ الظُّفُرَ فِيهَا Ve derinin tırnak tırnak pürüzleri ve kıvrıkları düzelmek için deriyi ovuşturmak maʹnâsınadır; yukâlu: ظَفَّرَ الْجِلْدَ إِذَا دَلَكَهُ لِتَمْلاَسَّ أَظْفَارُهُ وَأَظْفَارُ الْجِلْدِ مَا تَكَسَّرَتْ مِنْهُ فَصَارَتْ لَهُ غُصُونٌ

Vankulu Lugatı - التظفير maddesi

اَلتَّظْفِيرُ [et-tażfîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bi-maʹnâhu; yukâlu: ظَفَّرَهُ اللهُ بِعَدُوِّهِ تَظْفِيرًا Ve

تَظْفِيرٌ [tażfîr] Elmaya ve elma mislli meyveye tırnak batırmağa dahi derler. Ve

تَظْفِيرٌ [tażfîr] Ot tırnak mikdârı çıkmağa derler; yukâlu: ظَفَّرَ النَّبْتُ إِذَا طَلَعَ مِقْدَارَ الظُّفْرِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı