et-taṡfîḵ ~ اَلتَّصْفِيقُ

Kamus-ı Muhit - التصفيق maddesi

اَلتَّصْفِيقُ [et-taṡfîḵ] Bu dahi kuş kısmı kanatlarını kakmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَ الطَّائِرُ بِجَنَاحَيْهِ إِذَا ضَرَبَهُمَا Bir nesneyi çevirmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَهُ إِذَا قَلَّبَهُ Ve memzûc şarâbı tasfiye için âher kaba boşaltmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَ الشَّرَابَ إِذَا حَوَّلَهُ مَمْزُوجًا مِنْ إِنَاءٍ إِلَى إِنَاءٍ لِيَصْفُوَ Ve el kakmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَ يَدَيْهِ إِذَا ضَرَبَ بِبَاطِنِ الرَّاحَةِ عَلَى الْأُخْرَى Ve deveyi bir merʹâdan âher merʹâya tahvîl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَ الْإِبِلَ إِذَا حَوَّلَ مِنْ مَرْعًى إِلَى آخَرَ Ve gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَ الرَّجُلُ إِذَا ذَهَبَ Ve bir yerin çevresini dolaşmak maʹnâsınadır; yukâlu: صَفَّقَ الشَّيْءَ إِذَا طَافَهُ

Vankulu Lugatı - التصفيق maddesi

اَلتَّصْفِيقُ [et-taṡfîḵ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Bi-maʹnâhu; yukâlu: صَفَقَتْهُ الرِّيحُ مِنَ الْبَابِ الثَّانِي وَصَفَّقَتْهُ Ve

تَصْفِيقٌ [taṡfîḵ] Eli birbirine vurmakla âvâz hâsıl kılmağa dahi derler. Ve

تَصْفِيقٌ [taṡfîḵ] Şarâbı bir kaptan bir kaba tecdîd etmeğe dahi derler. Ve

تَصْفِيقٌ [taṡfîḵ] Deveyi bir merʹâdan âhara salmağa da derler. Ve

صَفْقٌ [ṡafḵ] ʹAkd-i beyʹ için eli ele almağa dahi derler; tekûlu: صَفَقْتُ لَهُ بِالْبَيْعِ وَالْبَيْعَةِ صَفْقًا إِذَا ضَرَبْتَ يَدَكَ عَلَى يَدِهِ Ve

صَفْقٌ [ṡafḵ] Redde ve menʹe dahi derler; yukâlu: صَفَقْتُهُ فَانْصَفَقَ Ve

صَفْقٌ [ṡafḵ] (ṡâd’ın fethi ve fâ’nın sükûnuyla ve ṡâd’ın zammı dahi lügattır) Nâhiye maʹnâsına, pes صَفْقُ الْجَبَلِ [ṡafḵu’l-cebel] nâhiye-i cebele derler. Ve

صَفْقٌ [ṡafḵ] Gözü kapamağa dahi derler; yukâlu: صَفَقَ عَيْنَهُ إِذَا رَدَّهَا وَغَمَضَهَاve tekûlu: صَفَقْتُ الْبَابَ إِذَا رَدَدْتَهُ Ve

صَفْقٌ [ṡafḵ] ʹÛd demekle maʹrûf sâzın kılların depretmeğe dahi derler. Ve rüzgâr eşcârı birbirine vurup tahrîk etmeğe de derler.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı