el-ḣillîfet ~ اَلْخِلِّيفَةُ

Kamus-ı Muhit - الخليفة maddesi

اَلْخِلِّيفَةُ [el-ḣillîfet] (بِطِّيخَةٌ [biṯṯîḣat] vezninde) ve

اَلْخِلَفْنَةُ [el-ḣilefnet] (ḣâ’nın kesri ve lâm’ın fethiyle) ve

اَلْخِلَفْنَاةُ [el-ḣilefnât] (elif ziyâdesiyle) Dâ΄imâ nâsa muhâlefet eder olan önegü adama denir; yukâlu: رَجُلٌ خِلِّيفَةٌ وَخِلَفْنَةٌ وَخِلَفْنَاةٌ أَيْ كَثِيرُ الْخِلاَفِ Ve iki sîga-i ahîrenin nûn’ları zâ΄iddir, mübâlaga için ziyâde olmuştur. Ve müzekker ve mü΄ennes ve müfred ve cemʹleri müsâvîdir. Ve

خِلَفْنَةٌ [ḣilefnet] ve

خِلَفْنَاةٌ [ḣilefnât] Hilâf-ı şedîd maʹnâsına müstaʹmeldir, niteki خَالِفٌ [ḣâlif] ve خَالِفَةٌ [ḣâlifet] ve خِلْفَةٌ [ḣilfet] ki ḣâ’nın kesri ve zammıyladır, bu maʹnâya müstaʹmellerdir; yukâlu: فِي خَلْقِهِ خِلَفْنَةٌ وَخِلَفْنَاةٌ وَخَالِفٌ وَخَالِفَةٌ وَخِلْفَةٌ أَيْ خِلاَفٌ يَعْنِي شَدِيدٌ

اَلْخَلِيفَةُ [el-Ḣalîfet] (سَفِينَةٌ [sefînet] vezninde) Mekke’de bir dağın ismidir ki Ecyâd-ı Kebîr üzere müşrif ve havâledir. Ve Ḣalîfe b. ʹAdiyy el-Enṡârî sahâbîdir yâhûd ʹayn’la عَلِيفَةٌ [ʹAlîfet]tir. Ve Ḣalîfe b. Kaʹb ve Ḣalîfe b. Ḩuṡayn ve Ebû Ḣalîfe ve Ḣalîfe b. Ḣayyâṯ el-Baṡrî ve Fiṯr b. Ḣalîfe muhaddislerdir. Ve

خَلِيفَةٌ [ḣalîfet] Pâdişâh-ı aʹzama ıtlâk olunur. Cemʹi خَلاَئِفُ [ḣalâ΄if] ve خُلَفَاءُ [ḣulefâ΄] gelir, ظُرَفَاءُ [żurefâ΄] vezninde. Mü΄ellifin Baṡâ΄ir’de hulâsa-i beyânına göre خَلِيفَةٌ [ḣalîfet] ki pâdişâh-ı aʹzama denir, bi-maʹnâ fâʹildir. Aslı خَلِيفٌ [ḣalîf] idi, mübâlagaten hâ΄ idhâl olundu; pâdişâh-ı evvele câ-nişîn olduğu için ıtlâk olundu. Ve bi-maʹnâ mefʹûl olmak dahi câ΄izdir, zîrâ onu Hak celle ve ʹalâ evvelkinin makâmına ikâme eyledi. Ve hâ΄ ismiyye olur. Ve خَلِيفَةٌ [ḣalîfet] hâssaten recül vasfıdır. Ve baʹzılar aslı yâhûd vasf-ı hâssı iʹtibârıyla خُلَفَاءُ [ḣulefâʹ] üzere cemʹlendirdiler; ve kâlu: ثَلاَثَةُ خُلَفَاءَ بِالتَّذْكِيرِ Ve baʹzılar lafzı iʹtibârıyla cemʹinde خَلاَئِفَ [ḣalâ΄if] dediler. Ve bu sûrette ʹadedin tezkîr ve te΄nîsi câ΄izdir; fe-yukâlu: ثَلاَثَةُ خَلاَئِفَ وَثَلاَثُ خَلاَئِفَ Ve izâfetle خَلِيفَةُ اللهِ ıtlâkı muhtelefün-fîhtir, cevâzı râcihtir. Ve asl mevkiʹ-i istiʹmâli pâdişâh-ı İslâm’dır, hulefâ-i râşidîn gibi ki icrâ-yı ahkâm-ı ilâhiyyede halîfe-i Resûl-i ekrem’dirler, ʹaleyhi’s-salâtu ve’s-selâm. Ve bu sıfatta olan pâdişâh-ı İslâm’a خَلِيفَةٌ [ḣalîfet] ıtlâkı müsâgdır. İntehâ.

Vankulu Lugatı - الخليفة maddesi

اَلْخَلِيفَةُ [el-ḣalîfet] (ḣâ’nın fethi ve lâm’ın kesri ve meddiyle) Ulu padişah, sultân-ı aʹzam maʹnâsına. Ve gâh olur خَلِيفَةٌ [ḣalîfet] terâkîb-i kelâmda mü΄ennes iʹtibâr olunur.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı