اَلْخُلُوفُ [el-ḣulûf] (قُعُودٌ [ḵuʹûd] vezninde) ve
اَلْخُلُوفَةُ [el-ḣulûfet] (hâ’yla) Ağız râyihası mütegayyir olup başka râyiha bağlamak maʹnâsınadır; yukâlu: خَلَفَ فَمُ الصَّائِمِ خُلُوفًا وَخُلُوفَةً مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا تَغَيَّرَتْ رَائِحَتُهُ Şârihin beyânına göre râyiha-i fem-i sâ΄imde ekserîdir. Ve süt ve taʹâm makûlesinin dahi taʹmı yâhûd râyihâsı mütegayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَلَفَ اللَّبَنُ وَالطَّعَامُ إِذَا تَغَيَّرَ طَعْمُهُ أَوْ رَائِحَتُهُ Ve fâsid ve tebâh olmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَلَفَ فُلاَنٌ إِذَا فَسَدَ Ve dağa ve bayıra ağmak maʹnâsınadır; yukâlu: خَلَفَ الرَّجُلُ إِذَا صَعِدَ الْجَبَلَ
اَلْخُلُوفُ [el-ḣulûf] (zammeteynle) Cemʹi, kısa eyegüler maʹnâsına. Ve
خَلْفٌ [ḣalf] Hurmâ kurutacak yere dahi derler, مِرْبَدٌ [mirbed] maʹnâsına; yukâlu: وَرَاءَ بَيْتِكَ خَلْفٌ جَيِّدٌ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı