fekket ~ فَكَّةٌ

Kamus-ı Muhit - فكة maddesi

اَلْفَكُّ [el-fekk] (شَكٌّ [şekk] vezninde) Bir nesneyi bitişik ve yapışık olduğu nesneden ayırmak maʹnâsınadır, mafsal ve hatm-i mektûb gibi; yukâlu: فَكَّ الشَّيْءَ فَكًّا مِنَ الْبَابِ اْلأَوَّلِ إِذَا فَصَلَهُ Ve

فَكٌّ [fekk] ve

فُكُوكٌ [fukûk] Rehn eylediği nesneyi kurtarıp çıkarmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: فَكَّ الرَّهْنَ إِذَا خَلَّصَهُ Ve pîr-i fânî olmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَكَّ الرَّجُلُ إِذَا هَرِمَ ve yukâlu: فَكَّ الشَّيْخُ وَفَرَّجَ Yaʹnî “Pek pîr olup çenesi düştü.” Ve esîri kurtarmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَكَّ الْأَسِيرَ إِذَا خَلَّصَهُ Ve kul âzâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: فَكَّ الرَّقَبَةَ إِذَا أَعْتَقَهَا Ve bir nesneyi tutup yummuş ve sıkmış olan avucu açmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَكَّ يَدَهُ إِذَا فَتَحَهَا عَمَّا فِيهَا Ve

فَكٌّ [fekk] El ve bilek yerinden burkulup çıkmağa denir ki kırılmaktan dûndur; yukâlu: وَقَعَ فَكٌّ بِيَدِهِ وَهُوَ انْفِصَالُ الْيَدِ دُونَ الْكَسْرِ Ve

فَكَّةٌ [fekket] Sölpük ve çolpa olarak ahmak ve şaşkın olmak maʹnâsınadır; tekûlu: فَكِكْتَ يَا رَجُلُ وَفَكُكْتَ فَكًّا وَفَكَّةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ وَالْخَامِسِ أَيْ حَمُقْتَ فِي اسْتِرْخَاءٍ ve yukaul: بِهِ فَكَّةٌ أَيِ اسْتِرْخَاءٌ فِي الْحُمْقِ Ve

فَكٌّ [fekk] Çeneye denir, zenaḣ maʹnâsına; ikisine فَكَّانِ [fekkân] denir; yukâlu: ضَرَبَ فَكَّهُ أَيْ لَحْيَهُ Ve bu infisâl maʹnâsından me΄hûzdur, fi’l-asl masdardır.

Vankulu Lugatı - فكة maddesi

اَلْفَكَّةُ [el-fekket] (fâ’nın fethi ile) Hamâkat ve istirhâdır; yukâlu: مَا كُنْتَ فَاكًّا وَلَقَدْ فَكِكْتَ تَفَكُّ فَكَّةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْضًا Ve

فَكَّةٌ [Fekket] Şol yıldızlardır ki dâ΄ire şeklinde Simâk-ı râmiḩ’in halfındadır. Aṡmaʹî eyitti: O yıldızlara sıbyân قَصْعَةُ الْمَسَاكِينِ diye tesmiye ederler, dâ΄ire şeklinde olduğu için.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı