fevt ~ فَوْتٌ

Kamus-ı Muhit - فوت maddesi

اَلْفَوْتُ [el-fevt] (fâ’nın fethi ve vâv’ın sükûnuyla) ve

اَلْفَوَاتُ [el-fevât] (fâ’nın fethiyle) Bir nesne elden gitmek ve geçip savuşmak maʹnâsınadır, şöyle ki bir dahi idrâki müteʹazzir ola. Asl فَوْتٌ [fevt] bir dahi vusûl ve idrâki mümkin olmamak vechiyle bir şey΄in insândan geçip dûr olması maʹnâsına mevzûʹdur; yukâlu: فَاتَهُ اْلأَمْرُ يَفُوتُ فَوْتًا وَفَوَاتًا إِذَا ذَهَبَ عَنْهُ Ve ʹArablar هُوَ فَوْتَ فَمِهِ وَفَوْتَ رُمْحِهِ وَفَوْتَ يَدِهِ derler, “O nesne onun gözü görüp eli yetişmediği yerdedir” diyecek mahalde. Meselâ bed-duʹâ makâmında جَعَلَ اللهُ رِزْقَهُ فَوْتَ فَمِهِ أَوْ فَوْتَ رُمْحِهِ أَوْ فَوْتَ يَدِهِ derler, yaʹnî “Hak taʹâlâ rızkını şu vechile kılsın ki gözü görsün ağızı yâhûd mızrağı yâhûd eli erişmesin.” Ve yukâlu: هُوَ مِنِّي فَوْتَ الرِّيحِ أَيْ بِحَيْثُ لاَ تُدْرِكُهُ الرِّيحُ Buralarda فَوْتَ lafzı zarf mecrâsındadır, مَكَانٌ فَوْتَ فَمِهِ takdîrindedir. Ve

فَوْتٌ [fevt] Her iki parmağın aralığına ıtlâk olunur. Ve

فَوَاتٌ [fevât] مَوْتُ فَجْأَةٍ [mevtu fec΄et] maʹnâsına istiʹmâl olunur, سَبْقٌ [sebḵ] maʹnâsından me΄hûzdur ki فَاتَنِي فُلاَنٌ بِكَذَا derler, سَبَقَنِي maʹnâsına ki bu dahi mecâzdır; ve minhu’l-hadîsu: “مَرَّ بِحَائِطٍ مَائِلٍ فَأَسْرَعَ فَقِيلَ يَا رَسُولَ اللهِ أَسْرَعْتَ الْمَشْيَ فَقَالَ أَخَافُ مَوْتَ الْفَوَاتِ” أَيْ مَوْتَ الْفَجْأَةِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı