اَلْمَرْشُ [el-merş] (فَرْشٌ [ferş] vezninde) Tırmalamak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَشَ وَجْهَهُ مَرْشًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا خَدَشَهُ Ve parmakların uçlarıyla kaşımak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَشَ عُضْوَهُ إِذَا حَكَّهُ بِأَطْرَافِ أَصَابِعِهِ Ve
مَرْشٌ [merş] Şol arza denir ki yüzünü yağmur kazıyıp sıyırmış ola; tekûlu: إِنْتَهَيْنَا إِلَى مَرْشٍ أَيِ الْأَرْضِ الَّتِي مَرَشَ الْمَطَرُ وَجْهَهَا Ve toprağı gevşek olduğundan hemân yağmur yağdıkta sıyrılıp giden arza denir; tekûlu: لاَ تَزْرَعْ فِي الْمَرْشِ أَيِ الْأَرْضِ الَّتِي إِذَا مُطِرَتْ سَالَتْ سَرِيعًا Ve
مَرْشٌ [merş] Bir adamı söz ile âzürde kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: مَرَشَهُ مَرْشًا إِذَا آذَاهُ بِالْكَلاَمِ
اَلْمُرُوشُ [el-murûş] (zammeteynle) Cemʹi; yukâlu: أَصَابَهُ الْمُرُوشُ وَالْخُرُوشُ وَالْخُدُوشُ كُلُّهَا بِمَعْنًى ve
مَرْشٌ [merş] Şol yerdir ki yağmur yüzin bozmuş ola; yukâlu: إِنْتَهَيْنَا إِلَى مَرْشٍ مِنَ الْأَمْرَاشِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı