اَلتَّفْرِيَةُ [et-tefriyet] (تَفْعِلَةٌ [tefʹilet] vezninde) ve
اَلْإِفْرَاءُ [el-ifrâ΄] (hemzenin kesriyle) Bunlar da yarmak maʹnâsınadır; yukâlu: فَرَاهُ وَأَفْرَاهُ إِذَا شَقَّهُ فَاسِدًا أَوْ صَالِحًا Ve
إِفْرَاءٌ [ifrâ΄] Bir nesneyi onarmak yâhûd onarmasıyla emr eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَاهُ إِذَا أَصْلَحَهُ أَوْ أَمَرَ بِإِصْلَاحِهِ Ve bir adama levm ve tevbîh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْرَى فُلَانًا إِذَا لَامَهُ
اَلْإِفْرَاءُ [el-ifrâ΄] (hemzenin kesriyle) Boyun damarlarını kesmek; tekûlu: أَفْرَيْتُ الْأَوْدَاجَ Ve
إِفْرَاءٌ [ifrâ΄] Yarmak maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَفْرَيْتُ الشَّيْءَ إِذَا شَقَقْتَهُ Ve
إِفْرَاءٌ [ifrâ΄] Kurt koyunun karnın yarmağa dahi derler; yukâlu: أَفْرَى الذِّئْبُ بَطْنَ الشَّاةِ Ve Kisâ΄î eyitti: إِفْرَاءٌ [ifrâ΄] deriyi ifsâd tarîkiyle kesmek ve فَرْيٌ [fery] ıslâh tarîkiyle kesmektir.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı