اَلْإِفْعَامُ [el-ifʹâm] (hemzenin kesriyle) ve
اَلتَّفْعِيمُ [et-tefʹîm] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Doldurmak maʹnâsınadır; yukâlu:أَفْعَمَ الْإِنَاءَ وَفَعَّمَهُ إِذَا مَلَأَهُVe
إِفْعَامٌ [ifʹâm] Misk ve tîb derûn-ı hâneyi râyiha-i tayyibe ile kaplamak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَفْعَمَ الْمِسْكُ الْبَيْتَ إِذَا طَيَّبَهُ Ve bir adamı pür-gazab eylemek maʹnâsınadır yâhûd dimâgını râyiha-i tayyibe ile leb-rîz eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَفْعَمَ فُلَانًا إِذَا أَغْضَبَهُ أَوْ مَلَأَ أَنْفَهُ رَائِحَةً
اَلْإِفْعَامُ [el-ifʹâm] (hemzenin kesriyle) Doldurmak; tekûlu: أَفْعَمْتُ الْإِنَاءَ إِذَا مَلَأْتَهُ وَتَقُولُ أَفْعَمْتُ الْبَيْتَ بِرِيحِ الْعُودِ” ʹUd ağacı râyihasıyla evi doldurdum” maʹnâsına; ve tekûlu: أَفْعَمَ الْمِسْكُ الْبَيْتَ “Râyiha-i misk evi doldurdu” maʹnâsına. Ve
إِفْعَامٌ [ifʹâm] Bir kimseyi gazabla doldurmağa dahi derler; tekûlu: أَفْعَمْتُ الرَّجُلَ إِذَا مَلَأْتَهُ غَضَبًا
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı