el-intikâf ~ اَلْإِنْتِكَافُ

Kamus-ı Muhit - الإنتكاف maddesi

اَلْإِنْتِكَافُ [el-intikâf] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bu dahi yağmuru kesmek yaʹnî senden kesilmek maʹnâsınadır; tekûlu: إِنْتَكَفْتُ الْغَيْثَ بِمَعْنَى نَكَفْتُهُ Ve gâ΄ib olan izi yumuşak yerde yine bulup sürmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَكَفَ أَثَرَهُ بِمَعْنَى نَكَفَهُ Ve bir arzdan arz-ı âhere nakl ve hurûc eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَكَفَ الْقَوْمُ إِذَا خَرَجُوا مِنْ أَرْضٍ إِلَى أَرْضٍ Ve bir semte meyl eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَكَفَ إِلَيْهِ إِذَا مَالَ Ve ipin bükümü çözülmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَكَفَ الْحَبْلُ إِذَا انْتَكَثَ

Vankulu Lugatı - الإنتكاف maddesi

اَلْإِنْتِكَافُ [el-intikâf] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Kezâlik ʹudûl etmek; yukâlu: ضَرَبَ هَذَا فَانْتَكَفَ فَضَرَبَ هَذَا Yaʹnî “Bu vurdu, döndüğü gibi bu dahi vurdu.” Ve

إِنْتِكَافٌ [intikâf] Yağmuru katʹ etmeğe dahi derler yaʹnî yağmur senden munkatıʹ olmağa derler; yukâlu: إِنْتَكَفْتُ الْغَيْثَ إِذَا قَطَعْتَهُ Ve

إِنْتِكَافٌ [intikâf] İp çürümeğe dahi derler, إِنْتِكَاثٌ [intikâšamp;] gibi olur veznen ve maʹnen.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı