اَلْإِنْتِدَاءُ [el-intidâ΄] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) ve
اَلتَّنَادِي [et-tenâdî] (تَفَاعُلٌ [tefâʹul] vezninde) Bu dahi nâs bir araya gelip birikmek maʹnâsınadır; yukâlu: إِنْتَدَى الْقَوْمُ وَتَنَادَوْا إِذَا اجْتَمَعُوا Ve
تَنَادِي [tenâdî] Birbirine çağırmak maʹnâsınadır ki نِدَاءٌ [nidâ΄] mâddesindendir: yukâlu: تَنَادَوْا إِذَا نَادَى بَعْضُهُمْ بَعْضًا Ve meclis kurup ʹakd-i encümen eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: تَنَادَى الْقَوْمُ إِذَا تَجَالَسُوا فِي النَّادِي
اَلْإِنْتِدَاءُ [el-intidâ΄] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bi-maʹnâhu. Ve
نَدْوٌ [nedv] Halkı zikr olunan mekâna cemʹ etmeğe dahi derler; tekûlu: نَدَوْتُ الْقَوْمَ إِذَا جَمَعْتَهُمْ فِي النَّدِيِّ Ve
نَدْوٌ [nedv] Sehâ etmeğe dahi derler; tekûlu: نَدَوْتُ إِذَا جُدْتَ Ve
نَدْوٌ [nedv] Deve iki su içmek mâ-beyninde otlamağa dahi derler; yukâlu: نَدَتِ الْإِبِلُ تَنْدُو نَدْوًا مِنَ الْبَابِ الْأَوَّلِ إِذَا رَعَتْ بَيْنَ الْعَلَلِ وَالنَّهَلِ Ve عَلَلٌ [ʹalel] ikinci mertebe içmeğe ve نَهَلٌ [nehel] evvel mertebe içmeğe derler. Ve
نَدْوٌ [nedv] İntisâba dahi derler; yukâlu: هَذِهِ النَّاقَةُ تَنْدُو إِلَى نُوقٍ كِرَامٍ أَيْ تَنْزِعُ فِي النَّسَبِ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı