et-teşrîʹ ~ اَلتَّشْرِيعُ

Kamus-ı Muhit - التشريع maddesi

اَلتَّشْرِيعُ [et-teşrîʹ] Bu dahi yolu açık ve vâzıh eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: شَرَّعَ الطَّرِيقَ إِذَا بَيَّنَهُ Ve davarı bi’n-nefs içecek suvata götürmek maʹnâsınadır ki onda çarh ve makara ve kova makûlesi âlâta ve havuz taʹabına muhtâc olunmaz; ve minhu hâdîsu ʹAlî radıyallâhu ʹanhu: “أَنَّ رَجُلاً سَافَرَ فِي صَحْبٍ لَهُ فَلَمْ يَرْجِعْ بِرُجُوعِهِمْ فَاتُّهِمَ أَصْحَابُهُ فَرُفِعُوا إِلَى شُرَيْحٍ فَسَأَلَ أَوْلِيَاءَ الْقَتِيلِ الْبَيِّنَةَ فَلَمَّا عَجَزُوا أَلْزَمَ الْقَوْمَ الْأَيْمَانَ فَأَخْبَرُوا عَلِيًّا بِحُكْمِ شُرَيْحٍ فَقَالَ: “أَوْرَدَهَا سَعْدٌ وَسَعْدٌ مُشْتَمِلْ || يَا سَعْدُ لاَ تُرْوَى بِهَذَاكَ الْإِبِلْ” وَيُرَوَى “مَا هَكَذَا تُورَدُ يَا سَعْدُ الْإِبِلْ” ثُمَّ قَالَ إِنَّ أَهْوَنَ السَّقْيِ التَّشْرِيعُ ثُمَّ فَرَّقَهُ عَلِيٌّ بَيْنَهُمْ وَسَأَلَهُمْ فَأَقَرُّوا فَقَتَلَهُمْ أَيْ مَا فَعَلَهُ شُرَيْحٌ كَانَ هَيِّنًا وَكَانَ نَوْلُهُ أَنْ أن يَحْتَاطَ وَيَسْتَبْرِئَ الْحَالَ بَأَيْسَرِ مَا يُحْتَاطُ بِمِثْلِهِ فِي الدِّمَاءِ Yaʹnî bir kimse birkaç refîkler ile bir tarafa sefer edip bir müddetten sonra refîkleri beldesine ʹavdet edip o kimse yanlarında olmamakla akribâ΄ ve müteʹallakâtı “Siz mezbûru katl eylemiştirsiz ki yanınızda berâber ʹavdet eylemedi!” diye ithâm ve iddiʹâ ile Ḵâḋî Şureyḩ huzûrunda mürâfaʹa olduklarında kâdî, mezbûrları istintâk edip onlar da inkâr eylemeleriyle yemîn teklîf eylemişti. Bu keyfiyyet İmâm ʹAlî radıyallâhu ʹanhu hazretlerine münʹakis oldukta “أَوْرَدَهَا سَعْدٌ وَسَعْدٌ مُشْتَمِلْ” beytini okuduktan sonra: “إِنَّ أَهْوَنَ السَّقْيِ التَّشْرِيعُ” meselini îrâd edip bu mâddede Şureyḩ sühûlet cihetine zâhib oldu, ona lâyık olan bu gûne katl ve sefk-i dimâ΄ husûslarında vech-i yesîr üzere ihtiyâtla istibrâ-i hâle saʹy ve ihtimâm eylemektir dedi. Maʹlûm ola ki beyt-i mezbûr emsâldendir. Saʹd nâm bir kimse develerini suya götürüp istikâları husûsunda aslâ kendisini yormayıp esvâbını başına çekip uyumuştu. Mezbûrun bu hâlini bir kimse gördükte beyt-i mezbûru îrâd eylemekle min-baʹd mesel oldu. Taʹab ve meşakkatsiz iş görmek sadedinde olan kimse hakkında darb olunur. Ve “إِنَّ أَهْوَنَ السَّقْيِ التَّشْرِيعُ” dahi meseldir, bu dahi madrib-i mezkûrda darb olunur.

Vankulu Lugatı - التشريع maddesi

اَلتَّشْرِيعُ [et-teşrîʹ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Davarı suya götürmek; tekûlu: شَرَّعْتُهَا أَنَا Ve fi’l-meseli: “أَهْوَنُ السَّقْيِ التَّشْرِيعُ” Yaʹnî “Sakyın esheli teşrîʹ tarîkiyle olandır.”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı