اَلتَّشَزُّنُ [et-teşezzun] (تَفَعُّلٌ [tefaʹʹul] vezninde) Bir nesne şiddet bulup katılanmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَزَشَّنَ الشَّيْءُ إِذَا اشْتَدَّ Ve husûmet için ya gayrı bir mâdde için bir adamın karşısına huşûnetle dikilip durmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَشَزَّنَ لَهُ إِذَا انْتَصَبَ لَهُ فِي الْخُصُومَةِ وَغَيْرِهَا Ve
تَشَزُّنٌ [teşezzun] ve
تَشْزِينٌ [teşzîn] Bir adamı yere çalmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَشَزَّنَ صَاحِبَهُ تَشَزُّنًا وَتَشْزِينًا إِذَا صَرَعَهُ Şârih der ki masdar-ı sânî ki تَفْعِيلٌ [tefʹîl] veznindedir, gayr-i kıyâs üzeredir. Ve nazîruhu kavluhu taʹâlâ:﴿وَتَبَتَّلْ إِلَيْهِ تَبْتِيلًا﴾ Lâkin bu iḩtibâk kabîlinden olmak aglebdir. Ve
تَشَزُّنٌ [teşezzun] Hayvânı boğazlamak için yatırmak maʹnâsınadır; yukâlu: تَشَزَّنَ الشَّاةَ إِذَا أَضْجَعَهَا لِيَذْبَحَهَا
اَلتَّشَزُّنُ [et-teşezzun] (fethateynle ve zâ’nın zammı ve teşdîdiyle).
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı