et-taṡbîḩ ~ اَلتَّصْبِيحُ

Kamus-ı Muhit - التصبيح maddesi

اَلتَّصْبِيحُ [et-taṡbîḩ] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir kimseye عِمْ صَبَاحًا yaʹnî “Sabâhın hayr olsun” demek maʹnâsınadır; yukâlu: صَبَّحَهُمْ أَيْ قَالَ لَهُمْ عِمْ صَبَاحًا İşbu عِمْ kelimesi ʹayn’ın kesriyle, emr-i hâzır olan أَنْعِمْ kelimesinden muhtasardır, كُنْ ذَا نُعُومَةٍ صَبَاحًا sebkindedir. Şârih der ki bu taʹbîr tahiyyet-i câhiliyedir. Ve

تَصْبِيحٌ [taṡbîḩ] Bir mahalle sabâh vaktinde gelmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَبَّحَهُمْ إِذَا أَتَاهُمْ صَبَاحًا Ve bir kimseye صَبُوحٌ [ṡabûḩ] içirmek maʹnâsınadır; yukâlu: صَبَّحَهُمْ إِذَا سَقَاهُمْ صَبُوحًا Ve

تَصْبِيحٌ [taṡbîḩ] Erken tenâvül edecek kût ve gıdânın ismidir ki tefʹîl vezninde binâ kılınmıştır, تَنْوِيرٌ [tenvîr] ve تَرْغِيبٌ [terġîb] ve تَمْتِينٌ [temtîn] gibi; tekûlu: قَرِّبْ تَصْبِيحَنَا أَيْ غَدَاءَنَا Ve bir kimseyi gece yürütüp sabâh vakti menzil-i maksûda îsâl kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: صَبَّحْتُ الْقَوْمَ الْمَاءَ أَيْ سَرَيْتُ بِهِمْ حَتَّى أَوْرَدْتُهُمْ إِيَّاهُ صَبَاحًا

Vankulu Lugatı - التصبيح maddesi

اَلْإِصْبَاحُ [el-iṡbâḩ] (hemzenin kesriyle) ve

اَلتَّصْبِيحُ [et-taṡbîḩ] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Sabâḩa dâhil olmak ve dâhil kılmak; yukâlu: أَصْبَحَ الرَّجُلُ وَصَبَّحَهُ اللهُ Ve

تَصْبِيحٌ [taṡbîḩ] Sabâhın hayr olsun maʹnâsına da gelir; yukâlu: صَبَّحْتُهُ أَيْ قُلْتُ لَهُ عِمْ صَبَاحًا Yaʹnî “Sabâh vaktinde süt ile mütezevvik ve mütenaʹʹim ol” yâhûd “Hıyâr-ı mâl ile mütemevvil ol.” Ve

تَصَبُّحٌ [teṡabbuḩ] Sabâh vaktinde dahi gelmeğe derler; yukâlu: صَبَّحْتُهُ إِذَا أَتَيْتَهُ صَبَاحًا وَلَا يُرَادُ هَهُنَا بِالتَّشْدِيدِ اَلتَّكْثِيرُ Ve

إِصْبَاحٌ [iṡbâḩ] Bir nesne olmak maʹnâsına dahi gelir; yukâlu: أَصْبَحَ فُلَانٌ عَالِمًا أَيْ صَارَ ve yukâlu: أَتَيْتُهُ لِصُبْحِ خَامِسَةٍ كَمَا تَقُولُ لِمُسْيِ خَامِسَةٍ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı