et-taʹyîr ~ اَلتَّعْيِيرُ

Kamus-ı Muhit - التعيير maddesi

اَلتَّعْيِيرُ [et-taʹyîr] (تَفْعِيلٌ [tefʹîl] vezninde) Bir adamı bir fiʹli sebebiyle ʹârlandırmak maʹnâsınadır ki bir fiʹl-i nâ-sezâ sâdır olan adamın kabâhatini yüzüne vurmakla ona ʹâr lâhık eylemekten ʹibârettir; yukâlu: عَيَّرَهُ الْأَمْرَ إِذَا قَبَّحَهُ عَلَيْهِ وَنَسَبَهُ إِلَى الْعَارِ Ve لاَ تَقُلْ بِالْأَمْرِ yaʹnî bâ΄ harfiyle taʹdiye eylemesi câ΄iz değildir. Şârih der ki Miṡbâḩ’ta cevâzı musarrahtır, nihâyet bi-nefsihi taʹdiyesi muhtârdır. Ve

تَعْيِيرٌ [taʹyîr] Akçe ve altını birer birer tartıp ʹayârlamak maʹnâsınadır; yukâlu: عَيَّرَ الدَّنَانِيرَ إِذَا وَزَنَهَا وَاحِدًا بَعْدَ وَاحِدٍ Şârih der ki asl عِيَارٌ [ʹiyâr] ʹayn’ın kesriyle ve مُعَايَرَةٌ [muʹâyeret] mufâʹalet vezninde ölçeği yâhûd teraziyi sıhhatini bilmek için bir âher ile çakıştırmak maʹnâsınadır, baʹdehu عِيَارٌ [ʹiyâr] mutlakan bir nesnenin nizâmında istiʹmâl olundu; yukâlu: هُوَ عِيَارُهُ أَيْ نِظَامُهُ Ve Ezherî tefʹîlden vürûdunu tahtiʹe eyledi. Ve Muġrib’in beyânı dahi bu minvâl üzeredir. Pes عِيَارٌ [ʹiyâr] bir nesnenin mikyâsı olur; ve minhu عِيَارُ الدَّرَاهِمِ وَالدَّنَانِيرِ وَهُوَ مَا جَعَلَ فِيهِمَا مِنَ الْفِضَّةِ الْخَالِصَةِ أَوِ الذَّهَبِ الْخَالِصِ Ve suyun yüzü yosun tutmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَيَّرَ الْمَاءُ إِذَا طَحْلَبَ

Vankulu Lugatı - التعيير maddesi

اَلتَّعْيِيرُ [et-taʹyîr] (ʹalâ-vezni اَلتَّكْرِيم [et-tekrîm]) Başa kakmak, serzeniş maʹnâsına; yukâlu: عَيَّرَ كَذَا وَالْعَامَّةُ تَقُولُ عَيَّرَهُ بِكَذَا

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı