el-ʹatemet ~ اَلْعَتَمَةُ

Kamus-ı Muhit - العتمة maddesi

اَلْعَتَمَةُ [el-ʹatemet] (fetehâtla) Şafak-ı magrib battıktan sonra gecenin sülüs-i evveline denir, ʹalâ-kavlin ʹişâ-i âhire namâzının vaktine denir ki yatsı vakti taʹbîr olunur; yukâlu: أَتَانِي عَتَمَةَ اللَّيْلِ أَيْ ثُلُثَ اللَّيْلِ الْأَوَّلِ بَعْدَ غَيْبُوبَةِ الشَّفَقِ أَوْ وَقْتَ صَلَاةِ الْعِشَاءِ الْآخِرَةِ Ve hayvân memesinde ibtidâ sağıldıktan sonra عَتَمَةٌ [ʹatemet] vaktine kadar irkilen süte denir ki tekrâr o vaktte sağılır. Ve gecenin karanlığına denir. Ve akşamdan sonra develerin yayılmadan rücûʹuna denir. Ve ʹArabların قَمْرَاءُ أَرْبَعٍ عَتَمَةُ رُبَعٍ kavlleri maʹnâ-yı sânî-i mezkûrdan me΄hûzdur, قَدْرُ مَا يَحْتَبِسُ فِي عَشَائِهِ maʹnâsıyla mü΄evveldir. قَمْرَاءُ [ḵamrâ΄] حَمْرَاءُ [ḩamrâ΄] vezninde mehtâb geceye denir. Ve رُبَعٌ [rubaʹ] صُرَدٌ [ṡurad] vezninde rebîʹ zamânında doğan deve yavrusudur ki henüz süt emer ola. Mütercim der ki bu taʹbîrat-ı ʹArabdandır, tafsîli budur ki ʹArablar ay إِبْنُ لَيْلَةٍ [ibnu leylet] yaʹnî bir gecelik oldukta عَتَمَةُ سُخَيْلَةٍ حَلَّ أَهْلُهَا بِرُمَيْلَةٍ derler. رُمَيْلَةٌ [rumeylet] رَمْلٌ [reml] kelimesinden musaggardır. Murâdı hilâlin o gece mekšamp;i kuzu kısmının ikinci emmesi beyninde olan mikdârca demektir, zîra ibtidâ anasını bir ağız emdirdikten sonra bağlayıp baʹdehu anasını sağıp sonra kuzuyu tekrâr salıverip emzirtirler. أَهْلُهَا zamîri geceye râciʹdir, zîrâ o gece karanlık olmakla herkes olduğu kumlukta ki murâd menzilidir, ârâm ederler. Ve ay iki gecelik oldukta حَدِيثُ أَمَتَيْنِ بِكَذِبٍ وَمَيْنٍ derler, zîrâ o gece iki hânenin câriye ve hâdimeleri birbiriyle hâric-i dârda buluşup lâkin hemân cüz΄îce konuşabilirler, zîrâ henüz gurûb-ı hilâle kadar hânelerinin hizmetlerine meşgûl olurlar. Ve üçüncü gece oldukta حَدِيثُ فَتَيَاتٍ غَيْرِ مُؤْتَلِفَاتٍ derler, kızlar vech-i mezkûr üzere o mikdârca birbiriyle mehtâbda konuşup sohbet ederler. Ve dördüncü gecede قَمْرَاءُ أَرْبَعٍ، عَتَمَةُ رُبَعٍ لَا جَائِعٍ وَلَا مُرْضِعٍ derler, zîrâ ayın mikdâr-ı meksi deve köşeğinin ikinci emmesi hengâmının mikdârıncadır ki mukaddemâ bir ağız emdiğinden câyiʹ olmayıp ve şibaʹ gelince emmediğinden murziʹ dahi değildir.

Vankulu Lugatı - العتمة maddesi

اَلْعَتَمَةُ [el-ʹatemet] (fethateynle) Yatsı namazı vaktidir, Ḣalîl eyitti: عَتَمَةٌ [ʹatemet] gecenin karanusuna dahi derler, ظَلَامُ اللَّيْلِ maʹnâsına. Ve

عَتَمَةٌ [ʹatemet] Şol süte dahi derler ki onu davar memesine sağın ʹakibinde götürür; yukâlu: حَلَبْنَا عَتَمَةً

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı