اَلْعَتْكُ [el-ʹatk] (ʹayn’ın fethi ve tâ-yı fevkiyyenin sükûnuyla) Savaşta düşman üzere hamle etmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَكَ الرَّجُلُ عَتْكًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا كَرَّ فِي الْقِتَالِ Ve at bir adamı kapmağa saldırmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَكَ الْفَرَسُ إِذَا حَمَلَ لِلْعَضِّ Ve yay eskiliğinden kızarmak maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَكَتِ الْقَوْسُ إِذَا احْمَرَّتْ قِدَمًا Ve bir kimsenin elini göğsüne doğru burup çevirmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَكَ يَدَهُ إِذَا ثَنَاهَا إِلَى صَدْرِهِ Ve bir nesne hakkında ʹazm ve niyyeti aslâ münharif eylemeyip doğru ve râst eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَكَ فُلَانٌ بِنِيَّتِهِ أَيِ اسْتَقَامَ لِوَجْهِهِ Ve bir adama havâle olup muttasıl bilâ-mâniʹ durmayıp vurup dövmek maʹnâsınadır; yukâlu: عَتَكَ فُلَانٌ عَلَيْهِ يَضْرِبُهُ أَيْ لَمْ يُنَهْنِهْهُ شَيْءٌVe
عَتْكٌ [ʹatk] Dehr ve zamâna denir; yukâlu: مَضَى عَلَيْهِ عَتْكٌ أَيْ دَهْرٌ Ve bu عَاتِكٌ [ʹâtik] maʹnâsınadır. Ve bir dağın ismidir.
اَلْعَتْكُ [el-ʹatk] (ʹayn’ın fethi ve tâ’nın sükûnuyla) ve
اَلْعُتُوكُ [el-ʹutûk] (zammeteynle) Bedene bir nesne yapışmak; yukâlu: عَتَكَ بِهِ الطِّيبُ إِذَا لَزِقَ بِهِ ve yukâlu: عَتَكَ الْبَوْلُ عَلَى فَخِذِ النَّاقَةِ إِذَا يَبِسَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı