nehb ~ نَهْبٌ

Kamus-ı Muhit - نهب maddesi

اَلنَّهْبُ [en-nehb] (nûn’un fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Gâret ve tâlân cihetiyle alınan ganîmet mâlına denir, masdar ile müsemmâdır. Cemʹi نِهَابٌ [nihâb] gelir nûn’un kesriyle; yukâlu: أَخَذُوا النَّهْبَ أَيِ الْغَنِيمَةَ Ve

نَهْبٌ [nehb] Masdar olur, mâlı gâret ve tâlan edip ganîmet almak maʹnâsına; yukâlu: نَهَبَ النَّهْبَ وَنَهِبَ نَهَبًا مِنَ الْبَابِ الثَّالِثِ وَالرَّابِعِ وَاْلأَوَّلِ إِذَا أَخَذَهُ Ve

نَهْبٌ [nehb] Bir gûne at oynatıp seğirtmeğe denir, fürsân-ı ʹArab beyninde maʹrûftur. Zâhiren gârete hücûm eder gibi keskin üzengiyle çıkıp seğirttirmek olacaktır. Ve târâc ve tâlân ettikleri mâla denir; gerçi ganîmet dahi bu maʹnâyadır, lâkin ganîmeti taʹmîm eylemeğe muhtâcdır ki tekrârdan tafassî oluna. Ve

نَهْبٌ [nehb] Bir kimseyi sû-i zikr ile lisâna alıp dillemek maʹnâsına istiʹmâl olunur ki nâmûsunu târâc etmiş olur; yukâlu: نَهَبُوهُ أَيْ تَنَاوَلُوهُ بِلِسَانِهِمْ Ve köpek bir adamın ayağı sinirinden kavrayıp kapmak maʹnâsına istiʹmâl olunur; yukâlu: نَهَبَ الْكَلْبُ إِذَا أَخَذَ بِعُرْقُوبِ اْلإِنْسَانِ

Vankulu Lugatı - نهب maddesi

اَلنَّهْبُ [en-nehb] (nûn’un fethi ve hâ’nın sükûnuyla) Ganîmet maʹnâsınadır. Ve

نَهْبٌ [nehb] Bir kimseyi dillemeğe dahi derler; yukâlu: نَهَبَ النَّاسُ فُلَانًا إِذَا تَنَاوَلُوهُ بِكَلَامِهِمْ Ve kelb ısırmağa dahi derler; yukâlu: “لَا تَدَعْ كَلْبَكَ يَنْهَبُ النَّاسَ”

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı