اَلْأَسَدُ [el-esed] (hemzenin ve sîn’in fethiyle) Maʹrûftur ki arslana denir. Cemʹi آسَادٌ [âsâd] gelir hemzenin meddiyle ve أُسُودٌ [usûd] gelir hemzenin zammıyla ve أُسْدٌ [usd] gelir hemzenin zammı ve sîn’in sükûnuyla; zammeteynden muhaffeftir ve آسُدٌ [âsud] gelir hemzenin meddiyle ki أَفْلُسٌ [eflus] veznindedir ve أُسْدَانٌ [usdân] gelir hemzenin zammı ve sîn’in sükûnuyla ve مَأْسَدَةٌ [me΄sedet] gelir, مَشْيَخَةٌ [meşyeḣat] gibi. Mü΄ennesinde أَسَدَةٌ [esedet] denir hâ ile. Ve
أَسَدٌ [esed] Masdar olur, arslanı gördükte dehşetlenmek maʹnâsına; yukâlu: أَسِدَ الرَّجُلُ أَسَدًا مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا دَهِشَ مِنْ رُؤْيَةِ الْأَسَدِ Ve arslan gibi cerî΄ ve dilîr olmak maʹnâsına olmakla azdâddan olur; yukâlu: أَسِدَ الرَّجُلُ إِذَا صَارَ كَالْأَسَدِ يَعْنِي فِي الْجُرْأَةِ وَالشَّجَاعَةِ Ve hışm ve gazab eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَسِدَ الرَّجُلُ إِذَا غَضِبَ Ve sefâhet üzere olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَسِدَ الرَّجُلُ إِذَا سَفِهَ Ve
أَسَدٌ [Esed] ile niçe kimseler müsemmâdır. Esed b. Ḣuzeyme, Muḋar’dan bir kabîle pederidir. Ve Esed b. Rebîʹa b. Nizâr bir kabîle-i uhrâ pederidir.
اَلْأَسْدُ [el-esd] (hemzenin fethi ve sîn’in sükûnuyla) Fitne ve şikâk ilkâsıyla miyâne-i nâsı ifsâd eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسَدَ فُلاَنٌ أَسْدًا مِنَ الْبَابِ الثَّانِي إِذَا أَفْسَدَ بَيْنَ الْقَوْمِ Ve şetm ve âzâr ile bir adamı rencîde ve âzürde eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسَدَ فُلاَنًا إِذَا سَبَعَهُ Ve
أَسْدٌ [esd] أَزْدٌ [ezd] lafzında lügat-ı fasîhadır, niteki zikr olundu.
اَلْأَسَدُ [el-esed] (fethatenle) Arslan dedikleri cânver ki maʹrûftur. Ve
أَسَدٌ [esed] Kezâlik arslandan havf etmek. Ve arslan gibi olmak, أَسِدَ يَأْسَدُ مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ أَيْ رَآى أَسَدًا وَخَافَ مِنْهُ أَوْ صَارَ كَالْأَسَدِ فِي أَخْلَاقِهِ Ve fi’l-hadîsi “إِذَا دَخَلَ فَهِدَ وَإِذَا خَرَجَ أَسِدَ” Ve فَهْدٌ [fehd] fâ’nın fethi ve hâ’nın sükûnuyla pars dedikleri cânverdir. Ve
أَسْدٌ [Esd] gâh olur ki sükûnuyla أَزْدٌ [Ezd] mahallinde istiʹmâl olunur, بَنُو أَزْدٍ [Benû Ezd]de lügat olmak üzere; yukâlu: هُمُ الْأَسْدُ أَسْدُ شَنُوءَةَ أَيْ هُمُ الْأَزْدُ أَزْدُ شَنُوءَةَ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı