ist ~ إِسْتٌ

Vankulu Lugatı - إست maddesi

اَلْإِسْتُ [el-ist] (hemzenin kesri ve sîn’in sükûnuyla) Kuyruk, عَجِزٌ [aciz] maʹnâsına. Ve

إِسْتٌ [ist] Halka-i dübüre dahi derler. Ve bunun aslı سَتَهٌ [seteh]tir fethateynle ve aslı سَتَهٌ olduğunun delîli budur ki cemʹi أَسْتَاهٌ [estâh] gelir أَفْعَالٌ [efʹâl] vezni üzere, جَمَلٌ [cemel] ile أَجْمَالٌ [ecmâl] gibi ve جَذَعٌ [cežaʹ]la قُفْلٌ [ḵufl] gibi olmak ihtimâli yoktur, zîrâ hazf olunan lâmü’l-fiʹli getirip ʹayne’l-fiʹli hazf etsen سَهٌ dersin sîn’in fethiyle. Eger جَذَعٌ [cežaʹ] ve قُفْلٌ [ḵufl] gibi olsa, kesr-i sîn’le yâhûd zamm-ı sîn’le olurdu. Bu zikr olunan Cevherî’nin takrîridir. Hafî değildir ki أَفْعَالٌ [efʹâl] vezni üzere cemʹ olunması vasatının müteharrik olmasın müsebbit olur, lâkin vasatı dahi meftûh olduğu sâbit olmaz, zîrâ câ΄iz ki فَخِذٌ [feḣiž]le أَفْخَاذٌ [efḣâž] gibi ola fâ’nın fethi ve ḣâ’nın kesriyle ve baʹzı eşʹârda ki إِسْتُ جَمَلٍ vâki olmuştur mecazdır, murâd عَجِزُ جَمَلٍ dir, zîrâ kelâm-ı ʹArabda إِسْتُ الْجَمَلِ yoktur. Ve ʹArabların بِاسْتِ فُلَانٍ dedikleri sövmektir, şetm maʹnâsına. Ve

إِسْتٌ [ist] Mutlakan âhir maʹnâsına da gelir; yukâlu: مَا زَالَ فُلَانٌ عَلَى اسْتِ الدَّهْرِ مَجْنُونًا أَيْ لَمْ يَزَلْ يُعْرَفُ بِالْجُنُونِ ve عَلَى اِسْتِ الدَّهْرِ dahi derler.



Kamus Muhit ve Vankulu Ara

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı