اَلْآسُ [el-âs] (نَاسٌ [nâs] vezninde) Şecer-i maʹrûf ismidir ki mersin ağacıdır; müfredi آسَةٌ [âset]tir. Ve
آسٌ [âs] Ocakta kalan kül bakiyyesine denir. Ve bala denir; عَسَلٌ [ʹasel] maʹnâsına, ʹalâ-kavlin kovanda kalan bakiyyesine denir. Ve kabr ve mezâra denir. Ve sâhib ve hem-deme denir. Şârihin beyânına göre aslı آيِسٌ [âyis] idi, baʹde’l-kalb âhiri sâkıt oldu yâhûd آسِي [âsî] idi ki muʹtelldir, niteki eser ve bakiyye-i dâr maʹnâsı da gelir, pes lafzına nazaran sîn bâbında îrâd olunmuş olur; yukâlu: هُوَ آسُهُ أَيْ صَاحِبُهُ Ve harâbe hânenin bâkî kalan eser ve ʹalâmetine denir ki onunla bilinir. Ve mutlakan hafî olan eser ve nişâna denir.
اَلْآسُ [el-âs] (hemzenin meddiyle) Murt dedikleri yemiş ağacıdır. Ve
آسٌ [âs] Kezâlik ocakta bâkî kalan kül maʹnâsınadır. Ve Aṡmaʹî eyitti: آسٌ [âs] mutlakan evden bâkî kalan ʹalâmettir, eser-i dâr maʹnâsına.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı