istincâ΄ ~ إِسْتِنْجَاءٌ

Kamus-ı Muhit - إستنجاء maddesi

Mütercim der ki Miṡbâḩ’ın beyânına göre bu maʹnâ katʹ-ı şecer maʹnâsına olan إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] mâddesinden yâhûd iltiḵâṯ-ı ruṯab maʹnâsından me΄hûzdur. Ve Râġib تَحَرَّى إِزَالَةَ النَّجْوِ أَوْ طَلَبَ نَجْوَةً لِإِلْقَاءِ الْأَذَى ʹibâreleriyle tefsîr eylemekle evvele göre iʹtâb ve istiʹtâb kabîlinden olur, yaʹnî mezîdün fîhi taleb için olur. إِعْتَابٌ [iʹtâb] kelimesinin hemzesi selb için olduğu gibi, bunun mezîdi olan إِنْجَاءٌ [incâ΄] kelimesinin dahi selb için olmakla إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] izâle-i نَجْوٌ [necv] taleb eylemek maʹnâsına olur. Ve terdîd-i sânîye göre tesettür için نَجْوَةٌ [necvet] yaʹnî yüksekçe yer aramak maʹnâsına olup baʹdehu maʹnâ-yı mezkûrda müteʹâref olmuş olur, niteki تَغَوُّطٌ [teġavvut] ibtidâ غَائِطٌ [ġâ΄iṯ] yaʹnî çukurca yer aramak maʹnâsınadır, lâkin vech-i evvel evcehtir. Vücûh-ı sâ΄ire mecâz olmakla istihlâs maʹnâsından me΄hûz denmek onlardan akrebdir. İntehâ. Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Tâze hurmâya erişmek yâhûd tâze hurmâ yemek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَنْجَى الْقَوْمُ إِذَا أَصَابُوا الرُّطَبَ أَوْ أَكَلُوهُ Ve mutlakan ağaçtan yemiş dermek maʹnâsınadır; yukâlu: إِسْتَنْجَى الْجِنَاءَ إِذَا اجْتَنَاهُ

Vankulu Lugatı - إستنجاء maddesi

اَلْإِسْتِنْجَاءُ [el-istincâ΄] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Sürʹat etmek; yukâlu: إِسْتَنْجَى أَيْ أَسْرَعَ Ve fi’l-hadîsi: “إِذَا سَافَرْتُمْ فِي الْجُدُوبَةِ فَاسْتَنْجُوا” Ve جُدُوبَةٌ [cudûbet] kıtlık zamânına derler. Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Mevziʹ-i necâseti mesh etmeğe yâhûd gasl etmeğe dahi derler. Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Yayın kirişin çekmeğe dahi derler. Ve

مُسْتَنْجِي [mustencî] Asl kiriş işleyendir, bağırsaktan necâset çıkardığı için. Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Ağaç katʹ etmeğe dahi derler; yukâlu: فُلَانٌ فِي أَرْضِ نَجَاةٍ يَسْتَنْجِي مِنْ شَجَرِهَا الْعِصِيَّ وَالْقِسِيَّ Ve نَجَاةٌ [necât]ın tefsîri el-ân mürûr etti. Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Tâze hurmâya erişmeğe dahi derler; yukâlu: إِسْتَنْجَى النَّاسُ فِي كُلِّ وَجْهٍ إِذَا أَصَابُوا الرُّطَبَ Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Hurmâyı ağaçtan devşirmeğe dahi derler; tekûlu: إِسْتَنْجَيْتُ النَّخْلَةَ إِذَا الْتَقَطْتَ رُطَبَهَا Ve

إِسْتِنْجَاءٌ [istincâ΄] Ağacı kökünden kesmeğe dahi derler; tekûlu: إِسْتَنْجَيْتُ الشَّجَرَ إِذَا قَطَعْتَهُ مِنْ أَصْلِهِ Ve bu Ebû Zeyd rivâyetidir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı