اَلْإِنْقِشَاعُ [el-inḵişâʹ] (hemzenin ve ḵâf’ın kesriyle) ve
اَلتَّقَشُّعُ [et-teḵaşşuʹ] (fethateynle ve şîn’in zammı ve teşdîdiyle) ve
اَلْإِقْشَاعُ [el-iḵşâʹ] (hemzenin kesriyle) Bunların üçü dahi bulut açılmak maʹnâsınadır; yukâlu: قَشَعَتِ الرِّيحُ السَّحَابَ فَانْقَشَعَ وَتَقَشَّعَ وَأَقْشَعَ Pes قَشَعَ [ḵaşaʹa] أَقْشَعَ [akşaʹa] كَبَّ [kebbe] ile أَكَبَّ [ekebbe] gibi olur, sülâsî müteʹaddî olup rubâʹî lâzım olmada. Ve
إِقْشَاعٌ [iḵşâʹ] ve
تَقَشُّعٌ [teḵaşşuʹ] Dağılmağa dahi derler; yukâlu: قَشَعْتُ الْقَوْمَ فَأَقْشَعُوا وَتَقَشَّعُوا أَيْ فَرَّقْتُهُمْ فَتَفَرَّقُوا Ve
إِقْشَاعٌ [iḵşâʹ] İmtinâʹ maʹnâsına da gelir; yukâlu: أَقْشَعَ الْقَوْمُ عَنِ الْمَاءِ إِذَا كَفُّوا عَنْهُ
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı