ed-idlâl ~ اَلْإِدْلَالُ

Kamus-ı Muhit - الإدلال maddesi

اَلْإِدْلَالُ [ed-idlâl] (hemzenin kesriyle) Bu dahi şûhluk edip nâz ve ʹişve eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَدَلَّ عَلَيْهِ إِذَا انْبَسَطَ Ve bir adamın muhabbetine iʹtimâdı olmakla küstâhâne evzâʹ izhârında ifrâta gitmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَدَلَّ عَلَيْهِ إِذَا وَثِقَ بِمَحَبَّتِهِ فَأَفْرَطَ عَلَيْهِ ve minhu’l-meselu: “أَدَلَّ فَأَمَلَّ” Ve

إِدْلَالٌ [idlâl] Hengâm-ı muhârebede hasmına yukarıdan aşağı hamle ve ahz eylemek maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَدَلَّ عَلَى أَقْرَانِهِ إِذَا أَخَذَهُمْ مِنْ فَوْقُ وَكَذَا الْبَازِي عَلَى صَيْدِهِ Ve kurt uyuz olup zebûnlamak maʹnâsınadır; yukâlu: أَدَلَّ الذِّئْبُ إِذَا جَرِبَ وَضَوِيَ

Vankulu Lugatı - الإدلال maddesi

اَلْإِدْلَالُ [el-idlâl] (hemzenin kesriyle) Kezâlik nâzlanmak; yukâlu: أَدَلَّ فَاَمَلَّ Ve إِمْلَالٌ [imlâl] melâlet vermeğe derler. Ve

إِدْلَالٌ [idlâl] Hâlet-i harbde akrân üzere hamle etmeğe dahi derler; yukâlu: فُلَانٌ يُدِلُّ عَلَى أَقْرَانِهِ فِي الْحَرْبِ كَالْبَازِي يُدِلُّ عَلَى صَيْدِهِ Ve

إِدْلَالٌ [idlâl] İʹtimâd etmeğe dahi derler; tekûlu: هُوَ يُدِلُّ بِفُلَانٍ اَيْ يَثِقُ بِهِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı