el-ežân ~ اَلْأَذَانُ

Kamus-ı Muhit - الأذان maddesi

اَلْإِذْنُ [el-ižn] (hemzenin kesriyle ve fethateynle) ve

اَلْأَذَانُ [el-ežân] ve

اَلْأَذَانَةُ [el-ežânet] (hemzelerin fethiyle) Bilmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَذِنَ بِالشَّيْءِ إِذْنًا وَأَذَنًا وَأَذَانًا وَأَذَانَةً مِنَ الْبَابِ الرَّابِعِ إِذَا عَلِمَ بِهِ ve minhu kavluhu taʹâlâ: ﴿فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِنَ اللهِ﴾ أَيْ كُونُوا عَلَى عِلْمٍ ve yukâlu: فَعَلَهُ بِإِذْنِي أَيْ بِعِلْمِي Ve

إِذْنٌ [ižn] ve

أَذِينٌ [ežîn] (أَمِيرٌ [emîr] vezninde) Bir adama bir nesne zımnında destûr vermek maʹnâsınadır ki izn vermek taʹbîr olunur. Bundan ism إِذْنٌ [ižn]dir, hemze-i meksûre ile destûr ve icâze maʹnâsınadır; yukâlu: أَذِنَ لَهُ فِي الشَّيْءِ إِذْنًا وَأَذِينًا إِذَا أَبَاحَهُ لَهُ

Vankulu Lugatı - الأذان maddesi

اَلْأَذَانُ [el-ežân] (hemzenin fethi ve žâl’ın tahfîfiyle) Maʹrûftur. Ve Cevherî’nin bu makâmda أَذَّنَ أَذَانًا dediği onu işʹâr eder ki أَذَانٌ ism-i masdar dahi gele, سَلَّمْتُ سَلَامًا gibi, nitekim Ḵâmûs’ta اَلْأَذَانُ وَالْأَذِينُ وَالتَّأْذِينُ مِنَ النِّدَاءِ إِلَى الصَّلَاةِ demiştir.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı