اَلْأَدْفَقُ [el-edfaḵ] (أَحْمَقُ [aḩmaḵ] vezninde) Sürʹatle olan yürüyüşe vasf olur; yukâlu: سَيْرٌ دَافِقٌ أَيْ سَرِيعٌ Ve orak gibi eğri nesneye denir. Ve pek pîrlikten yâhûd gam ve mihnetten beli bükülmüş dû-tâ-kad adama denir; yukâlu: رَجُلٌ أَدْفَقُ أَيْ الْمُنْحَنِي كِبَرًا أَوْ غَمًّا Ve dişleri taşra uğramış, ʹalâ-kavlin dirsekleri yanlarından pek açık yaʹnî koltukları geniş ve meydânlı deveye denir; yukâlu: بَعِيرٌ أَدْفَقُ أَيِ الْمُنْتَصِبُ الْأَسْنَانِ إِلَى خَارِجٍ أَوْ شَدِيدُ بَيْنُونَةِ الْمِرْفَقِ عَنِ الْجَنْبَيْنِ Ve şol hilâle denir ki bir tarafı salkı olmayıp takvîs ve tevtîri besberâber olarak nûrânî ve vâzıh ola; yukâlu: هِلاَلٌ أَدْفَقُ أَيْ مُسْتَوٍ أَبْيَضُ غَيْرُ مُتَنكَّبٍ عَلَى أَحَدِ طَرَفَيْهِ
اَلْأَدْفَقُ [el-edfaḵ] (hemzenin ve fâ’nın fethiyle) Serîʹ maʹnâsına; yukâlu: سَيْرٌ أَدْفَقُ أَيْ سَرِيعٌ Ve Ebû ʹUbeyd eyitti: أَدْفَقُ [edfaḵ] aksâ-yı عَنَقٌ [ʹanaḵ]tır, yaʹnî عَنَقٌ [ʹanaḵ] tarîkiyle olan seyrin nihâyetidir. Ve عَنَقٌ [ʹanaḵ] nûn’la ve fethateynle bir gûne seyrdir. Ve
أَدْفَقُ [edfaḵ] Şol deveye derler ki dişleri taşra dura.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı