Kamus-ı Muhit - الإرآء maddesi

اَلْإِرْآءُ [el-ir΄â΄] (إِكْرَامٌ [ikrâm] vezninde) Sancak dikmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى الرَّايَةَ إِذَا رَكَزَهَا فِي الْأَرْضِ Ve bir kimse ʹakl ve tedbîr sâhibi olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْآى زَيْدٌ إِذَا صَارَ ذَا عَقْلٍ Ve bir kimsenin çehre ve kıyâfetinde eser-i hamâkat zâhir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى الرَّجُلُ إِذَا تَبَيَّنَتِ الْحَمَاقَةُ فِي وَجْهِهِ Bu cihetle azdâddan olur. Ve aynaya bakmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى زَيْدٌ إِذَا نَظَرَ فِي الْمِرْآةِ Ve bir nesneye kirpiklerini çok kıparak nazar eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى الرَّجُلُ إِذَا حَرَّكَ جَفْنَيْهِ عِنْدَ النَّظَرِ Ve bir kimsenin perî tâ΄ifesinden me΄lûf ve mahbûbu olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى فُلَانٌ إِذَا صَارَ لَهُ رَئِيٌّ مِنَ الْجِنِّ Ve riyâ΄ ve sümʹa kasdıyla ʹamel eylemek maʹnâsınadır ki mürâyîlik eylemek taʹbîr olunur; yukâlu: أَرْأَى الْوَاعِظُ إِذَا عَمِلَ رِئَاءً وَسُمْعَةً Ve bir adamın akciğeri ağrımak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى الرَّجُلُ إِذَا اشْتَكَى رِئَتَهُ Ve baʹzı fukahânın re΄yine tâbiʹ olmak maʹnâsına müstaʹmeldir; yukâlu: أَرْأَى فُلَانٌ إِذَا تَبِعَ رَأْيَ بَعْضِ الْفُقَهَاءِ Ve çok rü΄yâ görür olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى الرَّجُلُ إِذَا كَثُرَ رُؤَاهُ Ve devenin burnu boğazına doğru kümmîce düşük olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَرْأَى الْبَعِيرُ إِذَا انْتَكَبَ خَطْمُهُ عَلَى حَلْقِهِ Ve ḩâfir ve sebuʹ cinslerinden mâ-ʹadâ hayvânın memelerinde gebelik ʹalâmeti zâhir olmak maʹnâsınadır ki memeleri büyüyüp sütlenmeğe başlar; yukâlu: أَرْأَتِ الْحَامِلُ مِنْ غَيْرِ الْحَافِرِ وَالسَّبُعِ إِذَا رُؤِيَ فِي ضَرْعِهَا الْحَمْلُ وَاسْتَبُينَ

Vankulu Lugatı - الإرآء maddesi

اَلْإِرْآءُ [el-ir΄â΄] (hemzenin kesriyle) Koyunun memesi büyük olmak; tekûlu: أَرْأَتِ الشَّاةُ إِذَا عَظُمَ ضَرْعُهَا