el-isnâf ~ اَلْإِسْنَافُ

Kamus-ı Muhit - الإسناف maddesi

اَلْإِسْنَافُ [el-isnâf] (hemzenin kesriyle) سَنْفٌ [senf] maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْنَفَ الْبَعِيرَ بِمَعْنَى سَنَفَهُ ve yukâlu: أَسْنَفَتِ النَّاقَةُ بِمَعْنَى سَنَفَتْ Ve deve yürürken boynunu ileri ileri sürmek maʹnâsınadır ki sürʹat şîvesidir; yukâlu: أَسْنَفَ الْبَعِيرُ إِذَا قَدَّمَ عُنُقَهُ لِلسَّيْرِ Ve yel şiddetle esip toz savurmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْنَفَتِ الرِّيحُ إِذَا اشْتَدَّ هُبُوبُهَا وَأَثَارَتِ الْغُبَارَ Ve işi metîn ve muhkem kılmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْنَفَ أَمْرَهُ إِذَا أَحْكَمَهُ Ve berk ve sehâb yakın görünmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْنَفَ الْبَرْقُ وَالسَّحَابُ إِذَا رُئِيَا قَرِيبَيْنِ

Vankulu Lugatı - الإسناف maddesi

اَلْإِسْنَافُ [el-isnâf] (hemzenin kesriyle) Bi-maʹnâhu. Ve Aṡmaʹî eyitti: Deveye sîne-bend bağlamak maʹnâsında إِسْنَافٌ [isnâf]tan gayrısı istiʹmâl olunmaz. Ve

إِسْنَافٌ [isnâf] At sâ΄ir atlardan ileri olmağa da derler, kaçan şiʹrde مُسْنِفٌ [musnif] vâkiʹ olsa nûn’un kesriyle, ileri gelen at murâd olur ve eger مُسْنَفَةٌ [musnefet] vâkiʹ olsa, nûn’un fethiyle göğsüne sîne-bend bağlanan nâka murâd olur. Ve

إِسْنَافٌ [isnâf] Muhkem kılmağa dahi derler, zikr olunan maʹnâdan ahz olunmuştur istiʹâreten; yukâlu: أَسْنَفُوا أَمْرَهُمْ أَيْ أَحْكَمُوا Ve fi’l-meseli [yukâlu li] men tehayyere fî emrihi: “عَيَّ بِالْإِسْنَافِ” Yaʹnî mütehayyir olan سِنَافٌ [sinâf] bağlamağa dahi kâdir olımaz, her ne denli onu bağlamak âsân ise.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı