اَلْأَسْوَدُ [el-esved] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) سَوَادٌ [sevâd] ile muttasıf yaʹnî siyâh olan şey΄e denir. Ve iri ve büyük yılana denir; bu nevʹi siyâh olduğuna mebnîdir. Ve serçe kuşuna denir ki murâd erkeğidir. Ve
أَسْوَدُالْقَوْمِ [esvedu’l-ḵavm] Cemâʹatin pek ulu ve celîlü’ş-şân olanına denir ki سِيَادَةٌ [siyâdet]tendir; yukâlu: هُوَ أَسْوَدُ الْقَوْمِ أَيْ أَجَلُّهُمْ Ve
أَسْوَدُالْقَلْبِ [esvedu’l-ḵalb] Sevâd-ı kalb maʹnâsınadır, ke-mâ se-yuzkeru.
اَلْأَسْوَدُ [el-esved (hemzenin fethi ve sîn’in sükûnuyla) Ziyâde ulu maʹnâsınadır; yukâlu: هُوَ أَسْوَدُ مِنْ فُلَانٍ أَيْ أَجَلُّ مِنْهُ Ferrâ eyitti: هَذَا سَيِّدُ قَوْمِهِ الْيَوْمَ derler, ammâ zamân-ı karîbde seyyid olmak maʹnâsı kasd olunsa هَذَا سَائِدُ قَوْمِهِ derler, yaʹnî zamân-ı karîbde سَيِّدٌ [seyyid] olur. Ve
أَسْوَدُ الْقَلْبِ [esvedu’l-ḵalb] Kalbin içinde olan kandır, حَبَّةُ الْقَلْبِ maʹnâsına. Ve
أَسْوَدُ [esved] Büyük yılana dahi derler, onun renginde karalık dahi ola.
Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı