el-ishâb ~ اَلْإِسْهَابُ

Kamus-ı Muhit - الإسهاب maddesi

اَلْإِسْهَابُ [el-ishâb] (hemzenin kesriyle) Çok söylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْهَبَ الرَّجُلُ إِذَا أَكْثَرَ الْكَلاَمَ فَهُوَ مُسْهَبٌ وَمُسْهِبٌ Ve ʹinde’l-baʹz إِسْهَابٌ [ishâb] aslen bir nesneden istignâ-ı kalb ve istîfâ-yı hazz ile nefs-i harîseyi ahz ve imsâk eylememek derecesinde hırs ve tamaʹda ifrât eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْهَبَ فُلاَنٌ إِذَا شَرِهَ وَطَمِعَ حَتَّى لاَ تَنْتَهِيَ نَفْسُهُ عَنْ شَيْءٍVe

إِسْهَابٌ [ishâb] Yılan sokmak sebebiyle bî-hod olmak; ʹalâ-kavlin ʹaşk yâ havf ve maraz makûlesi ʹârızadan nâşî levn mütegayyir olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أُسْهِبَ الرَّجُلُ عَلَى الْمَجْهُولِ إِذَا ذَهَبَ عَقْلُهُ مِنْ لَدْغِ الْحَيَّةِ أَوْ تَغَيَّرَ لَوْنُهُ مِنْ حُبٍّ أَوْ فَزَعٍ أَوْ مَرَضٍ Ve kuyu kazıp kumsala erişmek; ʹalâ-kavlin içinde delik açılmakla rüzgâr bulmak yâhûd kuyu kazıp su bulmamakla hâ΄ib olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْهَبَ الْقَوْمُ إِذَا حَفَرُوا بِئْرًا فَهَجَمُوا عَلَى الرَّمْلِ أَوِ الرِّيحِ أَوْ حَفَرُوا فَلَمْ يُصِيبُوا خَيْرًا Ve davarı kendi başına museyyeb salıvermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْهَبُوا الدَّابَّةَ أَيْ أَهْمَلُوهَا Ve kuzu anasını emmek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْهَبَ الشَّاةَ بِالنَّصْبِ وَلَدُهَا إِذَا رَغَثَهَا Ve çok vergi vermek maʹnâsınadır; yukâlu: أَسْهَبَ الرَّجُلُ إِذَا أَكْثَرَ مِنَالْعَطَاءِ

Vankulu Lugatı - الإسهاب maddesi

اَلْإِسْهَابُ [el-ishâb] Kuyuyu kazıp kuma erişip su bulmamak; yukâlu: حَفَرُوا فَأَسْهَبُوا أَيْ بَلَغُوا الرَّمْلَ وَلَمْ يَخْرُجِ الْمَاءُ Ve at ziyâde seğirtmeğe dahi إِسْهَابٌ [ishâb] derler; yukâlu: أَسْهَبَ الْفَرَسُ إِذَا اتَّسَعَ فِي الْجَرْيِ وَسَبَقَ Ve kesîrü’l-kelâm olmağa dahi derler; yukâlu: أَسْهَبَ الرَّجُلُ إِذَا أَكْثَرَ مِنَ الْكَلَامِ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı