el-aṡlem ~ اَلْأَصْلَمُ

Kamus-ı Muhit - الأصلم maddesi

اَلْأَصْلَمُ [el-aṡlem] (أَحْمَرُ [aḩmer] vezninde) Kulakları dibinden kezâlik burnu dibinden kesilmiş adama denir; yukâlu: رَجُلٌ أَصْلَمُ أَيْ مَقْطُوعُ الْأُذُنَيْنِ وَكَذَا مَقْطُوعُ الْأَنْفِ Ve pireye ıtlâk olunur, بُرْغُوثٌ [burġûšamp;] maʹnâsına. Ve ʹarûziyyûn ıstılâhında صَلْمٌ [ṡalm] ʹilleti cârî olan cüz΄e ıtlâk olunur. Ve

صَلْمٌ [ṡalm] Mısrâʹın âhir-i eczâsı olan vetid-i mefrûkun iskâtından ʹibârettir, bahr-i serîʹ vü medîde tahsîs eder. Meselâ bahr-i serîʹde âhir-i eczâsı olan mefʹûlâtun cüz΄ünün âhir cüz΄ü olan vetid-i mefrûk ki lât lafzıdır, hazf olunup mefʹû kalmakla yerine faʹlun vazʹ olunur, niteki işbu: “قَالَتْ وَلَمْ تَقْصِدْ لِقِيلِ الْخَنَا || مَهْلًا فَقَدْ أَبْلَغْتَ أَسْمَاعِي” beytinde vâkiʹdir, pes burada nüshalarda tahrîf-i kalem-i nüssâh vâkiʹ olmuştur, zîrâ asl ʹibâre “اَلْأَصْلَمُ مَا جَرَى فِيهِ الصَّلْمُ وَهُوَ أَنْ يَكُونَ الْوَتِدُ الْمَفْرُوقُ مِنْ آخِرِ الْجُزْءِ سَاقِطًا” ʹunvânıyla olmaktır.

Vankulu Lugatı - الأصلم maddesi

اَلْأَصْلَمُ [el-aṡlem] (hemzenin ve lâm’ın fethiyle) Kulakları dibinden kesilen kimse; yukâlu: رَجُلٌ أَصْلَمُ إِذَا كَانَ مُصَلَّمَ الْأُذُنَيْنِ كَأَنَّهُ مُسْتَأْصَلُ الْأُذُنَيْنِ خِلْقَةً

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı