el-iḋâfet ~ اَلْإِضَافَةُ

Kamus-ı Muhit - الإضافة maddesi

اَلْإِضَافَةُ [el-iḋâfet] (hemzenin kesriyle) Bu dahi bir nesneyi meyl ettirmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَضَفْتُهُ إِذَا أَمَلْتَهُ Ve bir nesneye muztarr ve mültecî eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: أَضَفْتُهُ إِلَيْهِ إِذَا أَلْجَأْتَهُ Ve bir nesneden havf ve endîşe kılmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَضَفْتُ مِنْهُ أَيْ أَشْفَقْتُ وَحَذَرْتُ Ve sürʹatle yelmek maʹnâsınadır; tekûlu: أَضَفْتُ أَيْ عَدَوْتُ وَأَسْرَعْتُ Ve kaçmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَضَفْتُ أَيْ فَرَرْتُ Ve bir nesne üzere havâle ve müşrif olmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَضَفْتُ عَلَى الشَّيْءِ إِذَا أَشْرَفْتَ Şârih der ki mü΄ellif إِضَافَةٌ [iḋâfet]in bir adamı mihmân eylemek yaʹnî konaklamak maʹnâsından sükût eyledi. Hattâ Miṡbâḩ’ta tekûlu: أَضَفْتُهُ إِذَا أَنْزَلْتَهُ عَلَيْكَ ضَيْفًا ʹibâretiyle musarrahan mersûmdur.

Vankulu Lugatı - الإضافة maddesi

اَلْإِضَافَةُ [el-iḋâfet] (hemzenin kesriyle) Bir kimseyi kondurup konuklamak. Ve

إِضَافَةٌ [iḋâfet] Bir nesneyi eğip meyl ettirmeğe de derler; yukâlu: أَضَفْتُ الشَّيْءَ إِلَى الشَّيْءِ إِذَا أَمَلْتَهُ Ve havf etmek maʹnâsına da gelir; tekûlu: أَضَفْتُهُ مِنَ الْأَمْرِ إِذَا أَشْفَقْتَ وَحَذِرْتَ Aṡmaʹî eyitti: مَضُوفَةٌ [meḋûfet] dedikleri dahi bundan me΄hûzdur. Ve

مَضُوفَةٌ [meḋûfet] Korkulu nesneye derler, ʹalâ-mâ se-yecî΄u. Ve

إِضَافَةٌ [iḋâfet] Muztarr kılmağa dahi derler. Ve

إِضَافَةٌ [iḋâfet] Bir ismi bir isme ulaştırmağa dahi derler; غُلَامُ زَيْدٍ gibi ki غُلَامٌ [ġulâm] muzâf زَيْدٌ [zeyd] muzâfun ileyhtir. Ve إِضَافَةٌ [iḋâfet]le maksûd tahsîs ve taʹrîftir. Bu sebebden şey΄ kendi nefsine muzâf olmaz, zîrâ kendi nefsiyle bilinmek lâzım olur kendi nefsi bilindikte, hod izâfete ihtiyâc kalmaz.

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı