el-iʹḋâḋ ~ اَلْإِعْضَاضُ

Kamus-ı Muhit - الإعضاض maddesi

اَلْإِعْضَاضُ [el-iʹḋâḋ] (hemzenin kesriyle) Bir nesneyi bir kimseye ısırtmak maʹnâsınadır; tekûlu: أَعْضَضْتُهُ الشَّيْءَ إِذَا جَعَلْتَهُ يَعَضُّهُ ve minhu’l-hadîsu: ḣمَنْ تَعَزَّى بِعَزَاءِ الْجَاهِلِيَّةِ فَأَعِضُّوهُ بِهَنِ أَبِيهِ وَلاَ تَكْنُواḢ أَيْ قُولُوا لَهُ اعْضَضْ أَيْرَ أَبِيكَ وَلاَ تَكْنُوا عَنْهُ بِالْهَنِ Yaʹnî “Şol kimse ki nisbet-i câhiliyye ile intisâb iddiʹâ edip onunla tefâhur eyleye, sizler ona pederinin âletini ısırtasız, yaʹnî pederinin âletini ısır diyesiz ve kemâl-i tenkîl ü ihânet için âleti هَنٌ [hen] taʹbîriyle kinâye eylemeyip sarâhaten zikr eyleyesiz. هَنٌ [hen] hâ’nın fethiyle, zekerden kinâyedir. Ve

إِعْضَاضٌ [iʹḋâḋ] Kılıçla vurmak maʹnâsına müstaʹmeldir ki gûyâ kılıca ısırtır; tekûlu: أَعَضَضْتُ بِهِ سَيْفِي إِذَا ضَرَبَتْهُ بِهِ Ve bir adamın develeri عُضٌّ [ʹuḋḋ] yemek maʹnâsınadır ki ʹayn’ın zammıyladır; yukâlu: أَعَضَّ الْقَوْمُ إِذَا أَكَلَتْ إِبِلُهُمُ الْعُضَّ Ve kuyu عَضُوضٌ [ʹaḋûḋ] olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعَضَّتِ الْبِئْرُ إِذَا صَارَتْ عَضُوضًا Ve yerin عَضٌّ [ʹaḋḋ] dedikleri nebât ve eşcârı firâvân olmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعَضَّتِ الْأَرْضُ إِذَا كَثُرَ عُضُّهَا

Vankulu Lugatı - الإعضاض maddesi

اَلْإِعْضَاضُ [el-iʹḋâḋ] (hemzenin kesriyle) Isırtmak; yukâlu: أَعْضَضْتُهُ الشَّيْءَ فَعَضَّهُ Ve fi’l-hadîsi: “فَأَعِضُّوهُ بِهَنِ أَبِيهِ وَلَا تَكْنُوا” Yaʹnî “Şol kimse ki câhiliyyet nesebi ile tefâhur eder, siz ona atasının âletin ısırtın, âleti kinâyetle söylemeyip sarîh söylen ihâneten.” Ve

إِعْضَاضٌ [iʹḋâḋ] Kılıçla vurmağa dahi derler; yukâlu: أَعْضَضْتُهُ بِسَيْفِي إِذَا ضَرَبْتَهُ بِهِ Ve kuyu dolu olup derin olmağa dahi derler; yukâlu: مَا كَانَتِ الْبِئْرُ عَضُوضًا وَلَقَدْ أَعَضَّتْ Ve

إِعْضَاضٌ [iʹḋâḋ] Davar عُضٌّ [ʹuḋḋ] yemeğe dahi derler. Ve عُضٌّ [ʹuḋḋ]un tefsîri ʹan-karîb gelir; yukâlu: أَعَضَّ الْقَوْمُ إِذَا أَكَلَتْ دَوَابُّهُمُ الْعُضَّ Ve

إِعْضَاضٌ [iʹḋâḋ] Bir kavmin devesi عُضٌّ [ʹuḋḋ] demekle maʹrûf dikeni otlamağa dahi derler; yukâlu: أَعَضَّ بَنُو فُلَانٍ إِذَا رَعَتْ إِبِلُهُمُ الْعُضَّ Ve

إِعْضَاضٌ [iʹḋâḋ] Zikr olunan dikeni yer çok bitirmeğe dahi derler; yukâlu: أَعَضَّتِ الْأَرْضُ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı