el-iʹlâḵ ~ اَلْإِعْلَاقُ

Kamus-ı Muhit - الإعلاق maddesi

اَلْإِعْلَاقُ [el-iʹlâḵ] (hemzenin kesriyle) Bir ʹuzva sülük yapıştırmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْلَقَ الرَّجُلُ إِذَا أَرْسَلَ الْعَلَقَ لِيَمُصَّ Burada tercememiz hâsıl-ı maʹnâdır, zîrâ asl-ı maʹnâ yapışmak için sülük salıvermektir. Ve nefîs ve fâhir mâla sataşmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْلَقَ فُلاَنٌ إِذَا صَادَفَ عِلْقًا مِنَ الْمَالِ Ve bir belâ-yı ʹazîm peydâ eylemek maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْلَقَ الرَّجُلُ إِذَا جَاءَ بِالدَّاهِيَةِ Ve su çektikleri kova ipinin ucuna iki deve koşmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْلَقَ بِالْغَرْبِ بَعِيرَيْنِ إِذَا قَرَنَهُمَا بِطَرَفِ رِشَائِهِ Ve yaya asacak bağ takmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْلَقَ الْقَوْسَ إِذَا جَعَلَ لَهَا عِلَاقَةً Ve avcının tuzağına av dolaşıp tutulmak maʹnâsınadır; yukâlu: أَعْلَقَ الصَّائِدُ إِذَا عَلِقَ الصَّيْدُ فِي حِبَالَتِهِ

Vankulu Lugatı - الإعلاق maddesi

اَلْإِعْلَاقُ [el-iʹlâḵ] (hemzenin kesriyle) Bir nesneye bir nesne asmak; yukâlu: أَعْلَقَ أَظْفَارَهُ فِي الشَّيْءِ أَيْ أَنْشَبَهَا فِيهِ Ve

إِعْلَاقٌ [iʹlâḵ] Bir yere sülük yapıştırmağa dahi derler. Ve fi’l-hadîsi: “اَللَّدُودُ أَحَبُّ إِلَيَّ مِنَ الْإِعْلَاقِ” Ve لَدُودٌ [ledûd] lâm’ın fethi ve dâl-ı mühmelenin zammı ile ağza dökülen devâdır. Ve

إِعْلَاقٌ [iʹlâḵ] Bir nesneyi kapıp götürmeğe dahi derler; yukâlu: أَعْلَقَتِ الْمَرْأَةُ وَلَدَهَا مِنَ الْعُذْرَةِ إِذَا رَفَعَتْهَا بِيَدِهَا Yaʹnî ʹavret oğlanın efşân-gâhtan kaldırsa. Bu zikr olunan sâhib-i Ṡurâḩ tefsîrine binâ΄endir, lâkin ʹibâret-i Cevherî budur: اَلْإِعْلَاقُ أَيْضًا الدَّغْرُ يُقَالُ أَعْلَقَتِ الْمَرْأَةُ وَلَدَهَا مِنَ الْعُذْرَةِ إِذَا رَفَعَتْهَا بِيَدِهَا Ve دَغْرٌ [daġr] dâl-ı mühmele ve ġayn-ı muʹceme ile dilcik zahmetine ʹilâc etmek. Ve عُذْرَةٌ [ʹužret] ʹayn-ı mühmelenin zammı ile dilcik zahmetine derler, pes إِعْلَاقٌ [iʹlâḵ] dilcik kaldırmak olur, oğlanı efşân-gâhtan kaldırmak maʹnâsı hatâ olur. Ve menşe΄-i hatâ zamm-ı ʹayn’la olan عُذْرَةٌ [ʹužret]i feth-i ʹayn ile olan عَذْرَةٌ [ʹažret]ten temyîz etmemek olur ki feth-i ʹayn’la necâsete derler. Ve

إِعْلَاقٌ [iʹlâḵ] Bir nesneye bağ takmağa dahi derler; tekûlu: أَعْلَقْتُ الْقَوْسَ إِذَا جَعَلْتَ لَهَا عَلَاقَةً Ve

إِعْلَاقٌ [iʹlâḵ] Sayyâdın sayd etmesine dahi derler; yukâlu: “أَعْلَقْتَ فَأَدْرِكْ” أَيْ عَلِقَ الصَّيْدُ فِي حِبَالَتِكَ Ve

إِعْلَاقٌ [iʹlâḵ] Bir kimseye belâ getirmeğe dahi derler; minhu kavluhum: “أَعْلَقْتَ وَأَفْلَقْتَ” أَيْ جِئْتَ بِعُلَقَ فُلَقَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı