el-iḵtirâḩ ~ اَلْإِقْتِرَاحُ

Kamus-ı Muhit - الإقتراح maddesi

اَلْإِقْتِرَاحُ [el-iḵtirâḩ] (إِفْتِعَالٌ [iftiʹâl] vezninde) Bi’l-bedâhe yaʹnî bî-tevakkuf ve bî-tefekkür söz söylemek maʹnâsınadır; tekûlu: إِقْتَرَحْتُ خُطْبَةً أَيِ ارْتَجَلْتُهَا وَمِنْ غَيْرِ سَمَاعٍ Bir nesne istinbât eylemek maʹnâsınadır ki murâd kendiliğinden istihrâc eylemektir; tekûlu: إِقْتَرَحْتُ الشَّيْءَ إِذَا اسْتَنْبَطْتَهُ مِنْ غَيْرِ سَمَاعٍ Ve bir nesneyi üründüleyip ihtiyâr eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: إِقْتَرَحْتُ الشَّيْءَ إِذَا اجْتَبَيْتَهُ وَاخْتَرْتَهُ Ve قَرِيحَةٌ [ḵarîḩat]tan bir nev-zuhûr nesne peydâ eylemek maʹnâsınadır; tekûlu: إِقْتَرَحْتُ اْلأَمْرَ أَيِ ابْتَدَعْتُهُ Ve bir kimseden bir nesneyi tahakküm tarîkiyle istemek maʹnâsınadır, mümkinü’l-husûl mü değil mi fikr eylemeksizin pek hâcetin ise verirsin demek gibi; yukâlu: إِقْتَرَحَ عَلَيْهِ بِكَذَا إِذَا تَحَكَّمَ Ve aslâ rükûb olunmamış deveye rükûb eylemek maʹnâsınadır ki en evvel kendisi binmiş olur; yukâlu: إِقْتَرَحَ الْبَعِيرَ إِذَا رَكِبَهُ قَبْلَ أَنْ يُرْكَبَ Ve su olmayan yerde kuyu kazmak maʹnâsınadır ki bu قُرْحَةٌ [ḵurḩat]tan me΄hûzdur; yukâlu: إِقْتَرَحَ بِئْرًا إِذَا حَفَرَهَا فِي مَوْضِعٍ لاَ يُوجَدُ فِيهِ الْمَاءُ

Vankulu Lugatı - الإقتراح maddesi

اَلْإِقْتِرَاحُ [el-iḵtirâḩ] (hemzenin ve tâ’nın kesriyle) Bî-te΄emmül bir nesne su΄âl etmek; tekûlu: إِقْتَرَحْتُ عَلَيْهِ شَيْئًا إِذَا سَأَلْتَهُ إِيَّاهُ مِنْ غَيْرِ رَوِيَّةٍ وَارْتِجَالٍ Ve اِرْتِجَالٌ [irticâl]-ı kelâma dahi إِقْتِرَاحٌ [iḵtirâḩ] derler, yaʹnî sözü bî-tevakkuf ve şiʹri bî-te΄emmül söylemek. Ve

إِقْتِرَاحٌ [iḵtirâḩ] Deveye binilmezden evvel binmek; tekûlu: إِقْتَرَحْتُ الْجَمَلَ إِذَا رَكِبْتَهُ قَبْلَ أَنْ يُرْكَبَ

Sıradaki Maddeler

Arama ekranı

Sitemizde detaylı hızlı ve kolay arama ekranı